Davet ve icabet*//bilseydim sevgi sözcüğünün gurbet bir ülke olduğunu gitmezdim, uzaklardan seyrederdim yaban elleri, ögrendim ki ansızın bu davetin hitabındaki sırrın mecburi istikametinde, sevmek kendimizmiş meğer, doğarken önce bizde başlayan harman. sonra anne,baba,kardeş,eş,evlat ,arkadaş,dost,doğa ve yaşam dediğimiz , katman bir volkandan süzülen umman umman ateşlerden gelen yakan hâr. yanmadan aşk olmaz,yanda gör diyen Mevlânalardan gelen müthiş izdiham, yaşamı katmerli bir acı ,bir çile ve de bir hasret olan gizem sevdalar olan. sevği yoluyla her dem bize seyahat eden bir kalıcı acı, güzel bir hüzün, buruk bir gıda, kendimizi beslediğimiz sadece kendimiz de hissettiğimiz. bir şükür, bir nimet ve de bir çok cefası olan sefalı bir gurbet yolculuğu, bu yüzden hep sevmek isteriz, ruhlardan gelen kader arkadaşlığımızdan.. aslında biz neden ve niçinsiz severiz, bu yüzden ilhamını aldığı o doģru, ilhamını aldıgı o doğruya her gün yaklaşıyoruz adım adım adresimizin adı, o ilahi durakta beklenen,yegane yolcularımsınız diyen Rahmanın Tuvali.. Meral tice |