Lokomotif Burunlu Kamyon
Küçüklüğümde woswos arabalar,
Şehirde tur atardı. Şehir birden orijinal çukur yolların, Orjinlerinde patlak lastik tekerlerin, Kriko ses edalarıyla, Patlak eksoz dumanların gürültü kirliliğinde, Birbirinde farklı süslenmiş atlar gibi, Yolların arşın hesabına göre, Kaç mil geride kaldığını düşünürken. İşte tam da o sırada bir siyah duman sesi. Diyeceksiniz, Ön kaputu açacak. Yok, yok, yok. Teknik ahsam arka kaputta. Ön kaputa bagaj konuyor. Leblebi kavutları ne de güzel seyre dalardım, Menderes Caddesi’nde. Menderes çizen halkın tabiriyle, Minik "Tospa’lara". Rengarenk kaplumbağaya benzeyen, Ama benim dünyamda bir "çita" olan. Hiç aklıma gelmiyor değil, Şu uçak motorundan, Havalı kanatlı açılan son model, Asfalt yolların tozlarından görünmeyen, Zengin semtin hızla giden metal yığınlarını, Petrol ürünü erirken, Tostos sevdalılarıyla sucuklu, Hadi bilemedin chedar peynirli karışık, Afyon ekmeğinden yapılmış, Kaymak tereyağıyla kavrulmuş tostla. Parçalı siyah beyaz bayrakla, Şu kanatlı arabalarla sollarken, Tostu ısırmak. O az gelir, Sucuk döner yemek. Peynirli bükme tam siyah duman çıkarken, Woswostan yemek. Hele de Kalaycık balından yapılmış, Ballı kavunlu ekmek kadayıfını, Yerken arabanın kaza yapıp, Woswosun yoluna devam etmesini düşündüm. Sadece düşünce. Eskiden Kütahya’da, Woswos yoldan böyle edalı geçerdi. Ben o zamanlar 4 yaşındaydım. Hayatım boyunca bir dedemin, Kartal arabasını unutmadım. Külüstür dünyası, Sizin çöplük kelamına benzemez. Kelem tarlasına giren tosunu, Kurban etmeye benzemez. Yürüyen katıra paten mi takacaksınız? Koşan kaplumbağama, Hurda derken sen şimdi, Elinde tuttuğun metal yığını konuş, Cümlelerini düşünür sadece, 1 saniyede yani 100 salise, Bu kadarı geldi. Woswos’a uçak motoru takıp, Patenle gezenleri geçmeli bu dünyada. Hilal yıldızı göklerde rink atarken, Kaplumbağa adımlarıyla, Kinestatik adımlar rink atarken. İşte dersin ya! O tutku dünyasının entel yüzleri. O boyalı metal şaheserleri, Yine,yeni ve yeniden tasarlarken. Birden anlarsın geçmişte yaşamış, Hiçbir imkan yokken ürettikleri, Yürüteçleri. Öyle kolay değil, Devrim Arabalarını anlatmayı. Sen petrol koymazsan, Nasıl gider demeyi. Devrilen lüks yollarda, Nice canlar ağlıyor. Geçmişi ahde vefa eyleyen, Devleti Ali, Nerde bulur, Uygarlık seviyesinin üzerinde, Yaşayabilmeyi. Onlar vardı bizden önce, Bir Fatiha okumak değildi, Onlar denizi zincirleriyle, Hapsetmiş gemiyi kayıklarıyla, Yürüten Fatih Sultan Mehmet’in Askerleriydi. Onlar Akşemseddin’in öğrencileriydi. Onlar Ulubatlı Hasan’ın 29 Mayıs’ta Türk Bayrağını, Göklere diken şehitleriydi. Secde ile olmaya dünya, Vecd ile yürüteçlerle, Sokullu Mehmet Paşa’nın, Piri Reis’e selamını, Dünya haritasını çizenlerdi. İsmet İnönü’nün en ulu, Saygılarını Lozan’a, Türk Bayrağıyla anlatanlardı. Mustafa Uysal 12-08-2019 21:12 |