Yırtık Ayakkabı'nın Acılı Parmağı
Sinan hayfa çocuk,
Ki ne yaramazlık, Duvar tuğlaları bilir, Onun bir tarafı gelincik tarlası, Bir ısırgan otlu yılanlar deryasını. -E be çocuk der ninesi korkmadın mı? Bizim Sinan sanki olmuş: -"Mimar Sinan". Nine sen biliyor musun? -Neyi der? Hemen haklı çıkacak ya. -Senin asmalardan yaptığın, Yaprak sarmasın namını artıracak, Taşları buldum benim ninem. -Gavurun çocuğu der nine. Bu sefer beni kandıramayacaksın. Üç çuval taş topladın. -"Seni bilmez kopil. -Şeytan taşlar gibi taşlayacağım." O sırada mahallenin çocukları gelir. -Kızma be Haymana Nine. Neden sizi gibi köçek görünümlü serseriler. -Valla nine bayram yaklaşıyor. - Her sene birimiz hepimize kemer için, - Yılan vuruyoruz. - Her sene bizi yılan sokuyordu. -Bu sene hiçbirimize birşey olmadı. -Yalnız, Sinan baş parmağı, Biraz kanamış. O da yılanda değil tuğlaya çarpmış. Onda birşey yokta, Bize 18 tane yılan getirdi. 17 tanesi, verdi. Kendisinin engerek yılanı olanı almış. Bizde derileri yüzdük. Kahvenin önüne çuvalla koyuverdik. Bizim "Çicero" ve şu "Ökkeş", Muziplik olsun diye, Fırında çıkmış börek var demiş. Ha kahvedekiler, Hepsi korkmuş. Valla o günden beri dövüyorlar bizi. Bizi valla Sinan kurtarıyor. Geçen duvara tırmanınca, Valla koyun kestiler. Bi güzel yedik. O gidince yine dayak yedik. Ha nine şuna çuvallardan, Ayakkabı yap valla. Hangi çuval deyince. Nine gözleri açılmış. - E kopiller. Getir şu kahvedekiler, Siz gidin gelincikler diyarına. Onları yalanlar ülkesinin, Ayakları olmayan şu güzelim, Hayvancıkları beslesinler. Elbet bu tuğla yıkılır. Benim güzelim yılanlarım, Sizin gibi bayram kemercilerine mi kalacak? O sırada bir batırdı. Parçalardan kahverengi bir kütleler, Kütleler, Kütleler. ... Mustafa Uysal 01-08-2019 19:03 |
Mustafa Uysal
Kütahya Doruk Gazetesi
Araştırmacı-Yazar