Öylesine
Bir çare bulamazsın yalnızlığa,
Başından gitmeyen karanlıklara, Söz söyleyemezsin dost bildiğine, Öylesine dersin dünde kalanlara. Güneşin batar elbet, gecende gelir, Bilmezler bu geceler nasıl çekilir, Başucuna kör bir karanlık dikilir, Perde olup umutların önüne çekilir. Yüklenir sırtına büyük acılar, Tende yaşanır, unutulmaz sancılar, Gül olmadan dalında kurur goncalar, Acıyı bilmez, öylesine dersin. Dünya güzelliklerinde kalmaz tat. Meğer üç nefeslikmiş bu hayat, İçinde kah bir umut, kah bir kırgınlık, Umutsuzluğu bilmez öylesine dersin. Dokunmasalar inandıklarıma, Anılarda kalan sevdama. Sevdan olmazsa ben yaşamam, anla, Sevdayı bilmez öylesine dersin. Bir derviş misali bükersin boynunu, Sararsın bedenine iki kolunu, Gözlerinde bir hüzün, karanlıktır yolun, Acı nedir bilmeden, acım büyük dersin. Acımaz bedenin, ağlamaz gözlerin, Üşümez tenin, buz gibidir yüreğin, Uçmaz artık, umut hayallerin, Görmez, hissetmez öylesine dersin. Hayali kurulmaz başka bir güzelliğin, Bir yudum sevda için ömür tüketirsin, Dönmese de bir güzeli seversin, Bir sevda, bir gül, bir yürek sevdim dersin, Yaşama bir gün sende küsersin, Yaşamadım öylesine dersin. Ahmet Öztürk |
dizelerin harika, anlatımın akıcı yüreğine sağlık