........Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiiri,bir gazetede alttaki yazıyı okuduktan sonra yazdım:
(16 yaşında Şeniz adlı bir okuyucu İbrahim’in ağzından Nevin’e) Cennetten bir mektup ’Islak kaldırımlarda tek başına geziniyor ruhum şimdi...Seninle ne kadar mutluydum oysa.Ama sevgilim,şunu bil ki,ben seni o gül yüzün solmasın diye terk ettim.Biliyorum,sence yaptığım doğru değildi.Aslında bence de doğru değildi.’Git konuş onunla’dediler.Bir şeyler hep tuttu beni gül yüzlüm,sana hiç gelemedim. Sen beni sevdiğin için pişmansın,bense sana gelemediğim için...Oysa gerçeği bilsen pişman olmadın değil mi? Sen de haklısın be bir tanem,nereden bilirdin ölümün soğuk ellerinin beni zamansız boğacağını? Gençtik ya,ölümsüzdük ya,60’ımıza kadar yolu vardı ya...Yokmuş işte bebeğim. Ölüm ne güzel yüze bakarmış,ne bitmemiş sevdalara,ne de geçirilen ömrün kısalığına.Ölüm hepimizeymiş gül yüzlüm.Ben dünyayı sonsuza kadar terk ettim bebeğim,ölümün acımasız kollarında.Senin aşkınsa ne zaman baksan duruyor olacak kalbimin başucunda....’ Biliyorum,hepiniz benim gibi üzüldünüz İbrahim’in ölümüne.’Keşke söyleseydi’dediniz,’Keşke son günlerini Nevinle birlikte geçirseydi...’ Aslında İbrahim’le Nevinin öyküsü yaşamın ne kadar kısa olduğunu bir kez daha ve bütün acımasızlığı ile vurdu yüzümüze.Birine ’Seni Seviyorum’ demek için hiç beklememek gerektiğini bir kez daha anlattı.Yarının olmadığını,insanın yaşadığı andan bile ötesinin hiç önemi olmadığını ortaya koydu. |
Niçin diyorsunuz .Çünkü aşimin adı Akgül,kızımın ki ise Hilal...
Evet ŞAİR ARKADAŞIM GÜZEL BİR ŞİİRDİ.dEVAMINI İNŞALLAH OKURUZ..