Ey Diyarbekir Diyarbekir 12
Ey Diyarbekir, Diyarbekir!
Sen, buram buram tarih kokan, seveni sevdiğine kavuşturan, on gözlü köprümsün. Sen, henüz yaşanmamış güzel umutlarla dopdolu ömrümsün. Sen, bazen hüzünlü, bazen de şen şakrak şakıyan, gül sevdalısı bülbülümsün. Ve sen, kokusunu peygamber efendimizin teninden alan, Muhammedi gülümsün. Ey Diyarbekir, Diyarbekir! Sen, güzelliğiyle, naz ve cilvesiyle, delikanlıları kendine meftun eden, kanı tatlı kızlarımsın. Sen, bu emanet canım, bu bedende olduğu müddetçe, gönlümdeki seni sevme hazzımsın. Sen, hevsel bahçelerinde, kumrular gibi koklaşan, Diyarbekir’li çok değerli dostlarımsın. Ve sen, aşımı ekmeğimi paylaştığım, namusumu emanet ettiğim, komşularımsın. Ey Diyarbekir, Dİyarbekir! Sen, göğsü açık, ayakları püsküllü, dimdiği ufak, bembeyaz taklacı güvercinlerimsin. Sen kavurucu sıcaklarda, suyunu buz gibi eden, hararet gideren su testimsin. Sen, ben gibi sana sevdalı çocuklarımın, yarına dair pespembe huzur dolu umutlarımsın Ve sen, sana olan aşk ve sevdamı mahirce yazdığım kesik uçlu kalemlerimsin. Ey Diyarbekir, Diyarbekir! Sen, avlululu evlerin toprak damlarında, yıldızları sayarken, şirin uykulara dalışımsın. Sen, su tulumbalarından çektiğim, buz gibi sularla, avlunun delikli taşlarını yıkarken, yoruluşumsun. Sen, namus ve şeref abidesi komşularımın varlığına, canı gönülden hayran oluşumsun. Ve sen, fikri güzel gönlü güzel, insanlıktan nasiplenmişlerin, gönüllere giden yolumsun. Ey Diyarbekir Diyarbekir! Sen, sana sevdalı, sevda sürmeli gözlerimin, en şirin uykularısın. Sen, sevgi ve muhabbetin, vefa ile sadakatin elmas işlemeli yularısın. Sen, Karacadağ’dan gümbür gümbür akan, sağlık menbağı hamravat sularısın. Ve sen, insanın asla ve asla uyanmak istemediği en muhteşem hülyalarısın. Ey Diyarbekir, diyarbekir! Sen, ekmeği elinden alınmış bir çocuğun, en hüzünlü en manidar gözyaşlarısın. Sen, fikri güzel, gönlü güzel, topluma mal olmuş muhterem veli zatların, mezar taşlarısın. Sen, çarnaçar bir babanın, çocuklarını helal lokmalarla doyuran, en leziz aşlarısın. Ve sen, gül sevdalısı rengârenk bülbüllerin, yorgunlukları gideren şakımalarısın. Ey Diyarbekir, Diyarbekir! Sen, birbirinden harika burçların, manidar ve o kadar da gizemli, görkemli, sanat eserisin. Sen, rahmani meclislerin her türlüsünde, sözleri can kulağıyla dinlenen beyefendisisin. Sen, sadakatin, sevgi ve muhabbetin, ahde vefalı lığın ta kendisisin. Ve sen, giyim ve kuşamıyla, edep ve terbiyesiyle, tanınmış insanların remzisin. Ey Diyarbekir, Diyerbekir! Sen, haksızlıkların karşısında, kükremiş aslan gibi kendimi özgürce savunuşumsun, Sen, namertlerin köprülerinden geçmeyişim, kurnaz tilkilerin gölgesinde serinlemeyişimsin. Sen, sana sevdalıları canı gönülden, aşk ve şevkle, sevgi ve muhabbetle kucaklayışımsın. Ve sen, üç kıtaya hükmeden, asil atalarıma ömür boyu beslediğim hürmet ve saygımsın. Ey Diyarbekir, Diyarbekir! Sen, hak ile batılı, güzel ile çirkini, birbirinden ayıran insanların, fikri güzel gönlü güzelliğisin. Sen, sende yaşanmış aşk ve sevdaların, okunmaya doyulmayan, kitapların ana fikrisin. Sen, sana giden yollardaki yolcuların, insanı cehennem narlarından azat eden zikrisin. Ve sen, sadece ve sadece, helal lokmalarla kıt kanaat geçinenlerin, en ihlaslı şükrüsün. Ey Diyarbekir, Diyarbekir, Sen, dostun dostuna verdiği, yediveren Muhammedi güllerin, koklamaya doyulmayan kokususun. Sen, sıkıntılı ve kasvetli günlerde, işin kolayına kaçmadan, alelacele dostluğuna koşansın Sen, yerin göğün sahibi olan şanı yüce Yaradan’ın rızasını kazanmış veli zatların, uslarısın. Ve sen, gönüllerde taht kuranların yaslarında, hayırlı cümlelerde yad edilen dua ve niyazlarısın. 12-17/Haziran/2019 |
Akıcı ve sürükleyici çok güzel bir şiir okudum…
değerli şiiri beğeniyle okudum…
Şiir yazan kalemler susmasın…
............................................. Saygı ve selamlar..