AZİZİM
AZİZİM
Giden yıllar; Gizlice giderken, Çuvalı sürükleyerek, Götürüyordu. Bu davranışı, Arada bir olurdu. Bizde; Ardından öylece, Bakardık. Bu defa; Öyle olmadı, Galiba işleri, ters gitti. Çuval dan; Birşeyler bir, bir dökülüyordu, Kırılan, dökülen parçalar, Beliki, çok kıymetliydi. Caddeler de; Sağa, sola, savrulanaların, Arkasından koştuk. Gücümüzün yettiği kadar; Kurtara bildiklerimizi, Kurtardık. Dökülenleri toplayıp; Elimize aldığımızda, Çok yakından, tanıdıklarımızdı.. Şaşırsakta; Anlam veremediğimiz, Rakamlardı. Hepsi; Üç, beş parçadan ibaretti. Şekilleri; Renkleri, incelerken anladım..!! Yani; Azizim, anlayacağın, Çuvaldan dökülen, Boşa geçen yılların, Başı, boş rakamlarıydı. Bazı rakamlar; Çocukluğumuz, Bazıları gençliğimiz, Bazılarıda, mutluluğumuz’du. Pişmanlıkla; öfkeyle, Acı ve nefretle dolu, Aşka düşman günlerin, Mazlumlarıydı. Azizim..!! Umarsızca; Vaz geçtiğimiz günlerin, Aritmetik denklemleriydi. En acı olanlanları, Kaldırıma çarpıp, Tuz, buz olanlardı. Aklımı başımdan alan; Aşkım, aşkım dediğim, Mutlu olduğumu sandığım, Yıllarımın rakamlarıydı. Nasil’da; Anlayamamışım, Hepsi doğrularımdaki, Yanlışlarımmış. ARŞİV : profil.edebiyatdefteri.com/komsukalp/ Bilent Atalay 21-10-2017 Antalya |