İSTANBUL GİBİ SEV BENİSeni andım dün yine Güzelliğini İstanbul Yüzüme vuran rüzgarların Hasretin her damlası gibi yayılırdı gözlerime Güneşin doğardı, incili sahillerime Bir hatıranın tekrarı gibidir zaman Satır aralarındaki özlemim Ellerimle tutuyor gibiyim güzelliğini Ey İstanbul... İstanbul uhreviliğini taşıyan dünyadan selam sana Bir kapı açılmış gibi gökyüzüne hem gece hem gündüz Kötülüklerden eser kalmasın yeryüzünde Her yanını kaplasa da örülmüş kıvrılan yolları Karşı sahilinden ulaşmak isteriz ulvi ve uhrevi bir insan olarak Yükselen göklerine her zaman Çilekeş yoksunluğumuz düğmelenir sokaklarında Yorgunluğum birikir dizlerimde aldırış bile etmem Sevdalar biriktirdiğim şehrime Ver ellerini İstanbul’um Gezineyim özgürce bakışların altında denizlerini Yılgın atları esir düşermiş yorgunluğumuzla Sen istesen de istemesen de olacak bunlar behçet Ey güzel İstanbul sırdaş gibi gör beni Kalem ucundan dökülen mısralarımla süslüyorum seni Dokunuyordu sarı yapraklarına parmak uçlarım Sonbahar rüzgarları eserken ufkun haşmetinde Masumiyetim bir bıçak yarasında gizlenirdi karanlıklarda Mehtaba bakarken gözlerini hatırlarım Bakışlarımı bir beste olup dinlerken deniz Gam düşse de sularına mavisinde denizim Berraklığında mutluluğu görmek isterdik her zaman İstanbul ay gibi sev, beni Ne olur hisset ve al yanına Gönlünde sakla beni Behçet Bük Eskişehir haziran 2019 |