Fetihle Söyleşi, 1453
Peygamber müjdesine, hıncahınç yarış bu cenk
Bin dört yüz elli üç’te, Hak’a yakarış bu cenk Hep bu meram uğruna, çıkılmıştı fethine Taşımıştı haberi, Ak’şemsettin ehline Elden ele kuşatma, fetih zafere gebe Fatih’e nasip oldu, istemişti sahabe Koşulurdu bu yüzden, ne olursa nereden Korku salmıştı rüzgâr Bizans’a Edirne’den Boğmak var ya boğulmak, Boğaz’ın sularında Fatih’i sarmalayan neydi uykularında Aşılmaz dedikleri surları yıkan neydi Sînede iman varken, gerisi hikayeydi Haliç’i aşmak için, mehmetçikle beraber Bir çağ kapanıp bir çağ açılacak bu sefer Karadan yürümüştü, gemiler İstanbul’a Hak isterse gösterir böyle ne yollar kula Bu fethin olsun diye meramı hep dipdiri Ayasofya kürsüsü, çağlar üstü bildiri Şimdi sahî yeniden, dön özüne İstanbul Müsterih baharları, sür yüzüne İstanbul Uğruna değil mi ki, bilenir kılıcımız Hilâl’edir sevdamız, haç’adır hep hıncımız Fatih’in kabzasında, zaferini hatırla Eğer kıymetin varsa bu biricik hatırla Hatırla burçlarında, Ulubatlı Hasan’ı O destâna gitmenin gelmedi mi zamanı Ya anımsa fethini ya tekrar kendini bul Düşün hangi mânayla yoğruldun sen İstanbul Ocak/2019 F. Selçuk Soylu |