Taş medrese
yalnızlığın ölüm sessizliğinde
geceyi yaşıyorum yaşayan gece mi ben miyim geçmişi düşünüyorum sonu gelmeyen kavgalar sıkılan yumruklar dört duvara kıyılmış bir nikah kelepçeden bir yüzük sonsuzluğa duyulan bir hasret pusatlanmış çirkin adamlar ranzamın zulasında sakladığım umutlar ne demir parmaklıklar ne taş duvarlar zamanın ötesinde bende içre ülkü adlı bir yar saatin tik takları sararken tüm bedenimi zaman yerini hüzne bırakıyor kanlanmış gözler son sigaramı yakıyorum sigaramın dumanı ve gece benden kaçıyor geride kalan sadece umutlar bir de ben tek başınayım bir gece vardı dertleştiğim ve sabahı hiç beklemediğim |