Sonbahar Düştü Üstüme
Mevsimlerden karnı burnunda gördüm sonbaharı.
Dağlara usulca kar yağıyordu. Yağmurlu akşamlarda tren garlarına gittim. Yalnızdım kalabalıklara karıştım peronlarda. Ölüme yolculuk yapar gibiydim,üşüyordum. Islık sesiyle irkildim sürgünler yemiştim. Bir tren sis duman içinde kalkıyordu. Kıvrım kıvrım uzayan ıssız yollara baktım. Kayıp şehirlerin hikayelerini okudum. Ne dramlar yazıyordu. Kemoterapi odalarında umut kokladım. Eller üstünde giden tabuta baktım. Nagazaki’de bir ana gizlice ağlıyordu. Soğuk bir otel odasında yalnız kaldım. Güzel günler hülyasına daldım. Yüreğimdeki sevda kanıyordu Meçhul ressam tabloları satın aldım. Restore edilmiş zamanlardaydım. Metruk evlerin kapılarını açtım. Zamanın kalbi halâ atıyordu Mağaraya sığındım bir İsevî gibi. Çağdaş Roma zulmünden kaçtım. Albümdeki buğulu resimlere baktım. Kanadı kırık bir kuşu sevdim. Çocukluğumda vurulduğum renkleri giyindim. Turnalara el salladım,selam yolladım. Dağların ardında gün batıyordu. Mülteci kamplarına uğradım,insanlığımdan utandım. Uykusunda gülümseyen çocuklar gördüm. Cesetleri koynuna almış geceyi bekledim. Uygarlığa kefen biçtim. Yaşamak boğuyor artık çok acılar içtim. Sonbahar düştü üstüme bugün, kendimden geçtim. |