Platonik Aşk Fuzuli Hz.lerin aziz ruhlarına" El Fatiha!" ile
Platonik Aşk
-Fuzuli’nin ruhuna- Yerde kar!.. Gökde sis ve duman!.. İçimde dayanılmaz bir özlem Duygumun derinliğini hasretlik çeken Umutsuz bekleyişlerde kalan bilir anca Kemikleriniz sızlasın ölümsüz aşk neferleri Keremler, Ferhatlar Çöllerin çilekeşi mecnunlar Ayanınız olsun geleceğim demişti gelmedi sevgili gözüm yollarda Karlar eriyor ben eriyorum Kuşlar ötüşüyor aşk manileri Terennüm ediyor olmalılar İçim dolu bahar bulutu gözlerim Ağlamak istiyorum, kuşlar!.. Duruşmam bugün geç bitti Yemeğe gidemedim odamdayım Erimekte olan kar, akan sular ve Kuşlar dallar dolusu bahar kuşları Aldı başını gidiyor hayal kuşlarım Esmer bulutlar dağılacak güneş Göz kırpacak,ay ışıldayacakmış Öyle diyorlar hayal perilerim Bahar kuşları aşk kuşlarım Dağlarındayım köyümün Bir yaz gecesinde, yıldızlar Vıldır vıldır ak yıldızlar Dilek kandili dolunay Işıl ışıl kar,kar altında Yeşeren kardelenler Öyle diyor hayal perilerim Dağlarımın bahar aşkı kuşlarım Mübaşir efendi geliyor gidiyor Dosyalar kağıtlar getiriyor götürüyor Bir şeyler sorup, sorup duruyor Sanki ben buradaymışım duyuyormuşum sanki ben Karşı bacadan bir duman yükseliyor Süzülüyor, süzülüyor sis içinde eriyor Yaşlı bir adam bastonuna dayanarak Yanından geçenlere bakıyor, dalgın Kim bilir neler, neler hayalliyordur Gözüm onda aklım kim bilir nerelerde Gözlerimin önünde bir görüntü Güneşten bir huzme sızıyor Sisten bir tüle bürünmüş ay görünüyor “Hayal mi , o mu! “ “O, o!..” geldi işte . Gözlerim yanılmamış İnanasım gelmiyor Şimdi o sis içindeyim Kendimi arıyorum Kimim,neyim, neredeyim Kerem’in Aslı’yı, Ferhat’ın Şirin’i Mecnun’un Leyla’yı gördüklerinde Bu denli mi heyecanlanmışlardı ola Yerimde duramıyorum Ateş gibi yanıyor yüzüm Keremin ateşindeyim Yüreğim bahar göğü Gümbür, gümbür Patlayacak patlayamıyor Yağacak yağamıyor Ay yaklaşıyor Yaklaştıkça güneş oluyor Ilık okşayıcı bahar güneşi Çıkıp salonda karşılıyorum Tebessümle selamlıyor Odama giriyoruz tek ikimiz Henüz kimseler yok Sarılmak koklamak istiyorum “ Olmaz, olmaz!..” diyor “Ah Leyla, Leylaa!!..” Paltosunu tutuyorum Teşekkür ediyor Deniz anası yosun kokusu içime siniyor Aman allah’ım bana ne oluyor Deli divane miyim, neyim esriyen duygumun frenine basıyorum Dilimi yutmuş lal olmuşum “Otur!” bile diyemiyorum Her şey sis içinde Paltosunu asıp döndüğümde Koltukta camın önünde sinerjisi çarpıyor beni Şakaklarımda alnımda ter, Yanaklarım kızarmış kor ateş “ Ne o hasta mısın!” Alık alık bakıyorum “ Başım! diyorum Başım!..” Geçip koltuğuma yığılıyorum Evet, başımın içi bir volkanik Halimi anlamış olacak ki Masamdaki sigaraya uzandı Bir kendine bir bana tuttu Öyle bir çekiş çekmişim ki Tütünden ve kadınsı kokusundan Başım dönüyor gözlerim kararıyor Kısık sesi ve yalancık öksürüyü ile Kendime gelmiş toparlanmışım Öyle bir iç çekişim olmuş ki Keremi yakan “ah!”ı ne ola ki Tutuşup yanmadığıma şaşarım Çaycının düğmesine basmışım “İki az şekerli” diyoruz “ Seni tanıdığım Güller arasında yürümekte olduğun Hilal ay’lı o sonbahar günü Akşamından beri hayalim ilesin Güller sen, hilalay sen hep Sen oluveriyorsun Mutluyum, onbeş’lerimdeyim…” “ Ben de diyor, ben de mutluyum Sevildiğim için, beni sevdiğin için Ozan duygularına esin olduğum, Dizelerinde yaşamış olacağım için…” “ Ay yenilendiğince sevdiğimsin Elim eline değmeyecek hep böyle Anan sütü gibi kalacaksın” diyorum Kahveler geliyor, dumanlar yenileniyor Sohbetimiz devam edip gidiyor Anlatırken hep ellerini sallıyor. Elleri uzun parmaklı elleri Şimşir ağacından yontulmuş gibi “Çok güzeler diyorum ellerin” “ Aslında ellerimi sevmiyorum Onları güzel gören senin gözlerin” “ Doğrudur, dedim, seven sevilenin kusurunu görmez! “ Derler. Ama gerçekten uzunca parmaklarıyla Ellerin güzel, mermer yontularındaki romalı güzellerinki gibi” diyorum Ellerine bakıp gülümsüyor… Uzandım boş olan sol elini avuçlarım Arasına aldım, baktım, okşadım Öptüm anlıma götürdüm… “ Hanı dedi, elin değmeyecekti elime” Gülüştük! 1996 Elmadağ ilçesi/ Ankara .................... x ...................... Not: Lütfen bir daha okuyunuz, Olumlu olumsuz yorumunuz Bu denli içten sevilene ne mutlu! Her kim isen, senin yerinde olsam Bunca masumane sevildiğimi bilsem Bunu kutsal bir kitabe bilirdim... Sevgi değilse bile saygı duyardım! Selam! vesselam! Nokta!! Nokta!! İşte o şiir beni Ferhat seni Şirin eden tam 22 yıl öncenin şiiri Ay hilal ay civan ay güzel mi güzel ay dikenli güller arasında yürüyen güzel inan sen aydan hilal aydan civansın aydan güzel mi güzelsin ayı sevmek mubah olur da aydan bin kez güzel olan seni seni sevmek günah mı olur ay insan ay elim eline değmedik kutsalım kabulüm makbulüm olan kadın! Lütfen iki satırlık bir şey yazın yazın da ne yazarsanız yazın Hep gizim gizemim olarak kalacaksın! Her hilalayda anımsayıp gülesin Acı değil tatlı bir çilesin Platonik sevildiğini bilesin |
Enfes bir şiir tamamlanmış…
Şiir yüce bir duygu...
....................................Saygı ve selamlar.