dağŞiirin hikayesini görmek için tıklayın DAĞ
kendine göre heybetli,başı dik ve devamlı dumanlıydı,pek yol vermerzdi doruklarına çıkanlara, çeşit çeşit meyveler ve agaçlat yetiştirirdi bağrında, geleni dallarıyla kucaklar dinlendirir,gidene de serinlikller verirdi,yağmuru, kar ı, tipiyi, borayı gögüsler, aşagılara yumuşak olanları verirdi, bi,r BABA gibi. gelirlerdi bazen deli dolu adamlar ellerinde kazmalar ve baltalarla , bazen dallarını keser odun yapmak için, vurdukları her baltada bir yeri kanar, yüreği sızlardı ama duyamazlardı acılarını. bazen de kazmalarla vururlardı vucuduna define ararcası9na, yine yanardı içi, ama bilemezdi kimseler,. gün gelir kendi yarasın8ı tanir eder,acılarını unuturdu, mevsimlerden bir mevsimde , kendi alanında hemen karşısında sanki karnında gibi bir filiz oluşmaya başladı,çiçek oldu, sürgü verdi, dal olu kök salmaya başlarken yanaştı boyuyla koca dağa. bir zaman sonra başka sürgünler baş vermeye,boy ıolmaya başladılar ve bu iki kök birleşip dal budak oldular,. bu arada mevsim ve zaman dağın bir tarafını yıkmış savurmuş, adeta koparmıştı bir yanını, artık, defineciler de gelmez olmuş, geçmişin koca dağı yavaş, yavaş, haline terkedilmişti adeta. ve gün gelMİŞ KENDİ FİDESİ AGAC OLMUŞ, SİVRİLMİŞ VE ANISIZIN BİR ZAMANDA KIOCA DAĞIN TAN ORTASINI DELMİŞ,ADETA NEFESİNİ KESMİŞ, VE KOCA DAĞI SESSİZLİĞE,YOKLUGA TERK ETMİŞ, VE KOCA DAĞ KENDİNİ TABİATA KAPATMIŞTIR. BİR ANA GİBİ BİR BABA GİBİ.. |