PİLAV ÜSTÜ KURUyan kat komşum kuru fasülye pişirmiş. kokusu,dumanı burnuma geldi, hatırlayıverdim lezzetini. emekli maaşına kıyıp alıvermiş, bir koşu pazardan kırık pirinç aldım, içine de arpa şehriye kattım. bir tencerenin yarısıyla komşumun, kapısını çaldım,fasülyesinden aldım... üst kat komşum hoşaf pişirmiş, üç,beş meyvasını şekerle eritmiş. o fasülyeden,biz hoşaftan nasiplendik... diğer komşum çay demlemiş, son tabak kuru’yuda ona verdik. çay içip sohbet eyledik. çocukları saldık bahçeye, oynasınlar yeşillerin üzerinde ayakları çıplak değsinler toprağa "aman otlar ezilmesin dedik"!.. zaten yazlık ayakkabıları henüz seçemedik... onlar koşuşturken bizlerde izledik, bizlerde kime benziyorlar diye şöyle bir gülümsedik. bir koşum kek yapmış,yanına kahve pişirdik afiyetle yedik,şükrettik çocukların da ellerine birer dilim verdik kuş’lar bir dal’a konmuş çocuklar kek kırıntılarını kuşlarla paylaşır olmuş... kim demiş apartmanlarda "komşuluk öldü" diye... yeter ki aşını,selâm’ını esirgeme her evin içinde bir aile gez,dolaş,gönül al sohbet eyle bir gün kuru fasülye ye yarın bir simit,biraz peynir çayınıda demle yeter ki komşundan esirgeme televizyonları da kapat konuşulacak,paylaşacak çok konular var... ya da kapat gözlerini benim gibi, dal düşlere ve tüm bunları hayâl et lütfen bir kez dene !.. ayşe yayman |