EMİRDAĞ
Şöyle Adaçal’dan baktım aşağı,
Bir güzel şehirdir şu Emirdağ’ı. Barçınlı adıyla kurar otağı, Azziye adını takar da gelir! Gurbanlar olunup başlanır söze. Yârinden gayrisi görünmez göze. Acının goygunu düşünce öze, Gönülden bir ağıt yakarda gelir! Dağları yücedir, ovası engin. Gözü karalıkta, bulunmaz dengin, Sofrası açıktır, yüreği zengin, Varını yoğunu döker de gelir! Baharda çay dere coşar dillenir, Bademlikte güller açar allanır, Yellibel’de yılkı koşar dellenir, Harımı, çiteni yıkar da gelir! Yâd ellerin yolu urgandan uzun, Evlat hasretinden analar mahzun. Gurbetçi izini alır temmuzun, Yollarda sel gibi akarda gelir! Kadınlar giyinir; saya, bindallı, Simli kadifeler, yeşilli, allı. Gerdanı altınlı, omuzu şallı, Evinden yurdundan çıkar da gelir! Uzaktan ağarır dağların karı, Olanı getirir salı pazarı, Ayvadan usanıp alırlar narı, Sepeti koluna takar da gelir! Güveci, yoğurdu, sarı buğdayı, Bükmeyi, pideyi, külek ağdayı, Kırık leblebiyi, ballı iğdeyi, Yiyenlerin canı çeker de gelir! Yüreğe dokunur yanık türküsü. Töreden adetten gelir görgüsü. Altından kıymetli sözün ölçüsü, Bülbüller misali şakır da gelir! Yöreler ünlenir bilge adamla Emir Baba’ya var evvel selamla Yoğrulmuş toprağı umutla gamla Geleceğe ışık çakar da gelir! Kenan DEMİREL |