KÖYÜMDEN ESER KALMAMIŞ
KÖYÜMDEN ESER KALMAMIŞ
Boşalmış göç ile yurdun köyleri Kapanmış kapılar, giren kalmamış Viraneden beter olmuş evleri Dört yaşlıya yatak seren kalmamış Çalınan kapılar misafir alırdı Çerçisi, yolcusu orda kalırdı Sofrasında yavan, soğan olurdu Şimdi oturacak minder kalmamış Tarlasına kimse bostan ekmiyor Bağlar hozan olmuş kimse bakmıyor Sokudan tokmağın sesi çıkmıyor Bulgur kaynatmaya leğen kalmamış İneği, danayı ahır almazdı Süt, yoğurt sofrada eksik olmazdı Pilavla doymadık kimse kalmazdı Sığırı güdecek çoban kalmamış Hindi, tavuk, horoz kümesle batmış Koyun, kuzu, keçi yünüyle bitmiş Tere yağ sofrayı terk edip gitmiş Ağılın taşından eser kalmamış Tandırın yufkanın bitmiş gereği Firek li soğanın sacda böreği Çığırtma, bazlama tandır çöreği Çullama, keşkaf ı bilen kalmamış Kapanmış diyorlar ortanca kuyu İncelmiş aşağı pınarın suyu Unutmam çeşmede selvi boyluyu Testinin, boccanın kulpu kalmamış Ceviz, elma, erik, üzüm cepleri Sızgıtı, tuluğu kovar hapları Turşu, pekmez dolu evin küpleri Kilerden çalmaya sırdaş kalmamış Ezanla duyulur imamın sesi Cemaatsiz kalmış eski camisi Namaza gidemez, yaşlı kimisi Koluna girecek torun kalmamış Konu, komşu yardım için koşardı Çalınca radyolar herkes coşardı Ana, baba, gelin toplu yaşardı Yaşlıya bakacak evlat kalmamış Sonunda ayrılık oldu kaderim Bir gün kavuşmaya dua ederim Mantara, kengere hasret giderim Kangalı, hardalı bilen kalmamış Gözümde tütüyor kurduyla kuşu Bitirdim gençliği çıkmam yokuşu Bir çok arkadaşın gurbette işi Misafir edecek odam kalmamış ERDOĞAN ÇALIŞKAN 27 05 2012 |
Yüreğine kalemine emeğine sağlık
_________________________________Selamlar