SEN GİDERSİN RUHUN KALIRBedenin gider de ruhun kalır bu güzel şehirde Öyle bir şehir ki tarihten bir el uzanır Tutar ruhunu bağlar bir güzelliğine Tamzara’da dokuma tezgahında ilmek olursun Sen gidersin de ruhun kalır bu güzel şehirde Tarihten bir el uzanır tutar ruhunu Behram Şah caminde Köprü başında arkadan derenin sesine kapılır Sen gidersin de ruhun kalır bu güzel şehirde Konuk caddesinde tarihin ruhunu yaşar her nefes nefes Kurşunlu cami Kanuni’yi çağırır sana Uzanıp meyve yolan bir ufaklık çocukluğuna çağırır Sen gidersin de ruhun kalır bu güzel şehirde Biran konaklar arasında biran olur duyguların Taş hanlarla geçmiş ile özdeşleşir düşlerin Sıkışır kalır Kırk badal’ın duvarlarına Sen gidersin ruhun kalır bu güzel şehirde Çocukluğun ağlar,anan ağlar ardından Bacın bakar Mahsun elinde bir kova suyla gözlerini hüzünlü Ruhun sıkışır göz yaşına, hüzünlü bakışa çaresiz Sen gidersin de ruhun kalır bu güzel şehirde Sahipsiz kalır sarı papatyalar akşam gölgesi uzanır üstlerine Boyun büker mahzun olur akşam gülleri Böğürtlen dikeni saplanır ruhuna da Sen gidersin ruhun kalır bu güzel şehirde I.TÜRKMEN |