Lafontaine
bir Beyoğlu kahvesinde
gülen gözlere bakıyorum sıcacık elleri avucumu yakıyor o dudakları beni kendi eksenine hapsetmiş ağzıma yapışması için deli oluyorum derken kırmızı dudaklar aralanıyor tatlı dil , yılan gibi aşk zehir gibi akmaya başlıyor artık ona aitim oda bana sahip deli eden bakışlar yine gözlerimde Lafontaine kararıyor insanlar birer , birer yanan muma dönüyor dünya susuyor sen şakıyorsun dünya duruyor sen başımı döndürüyorsun hani aşk masaldı ya sadece şimdi biz masal olduk sen masalı anlatan ben masalın aşığı bu aşkta mı bitecek yoksa her masalın sonu olduğu gibi |