KAHVEDEKİ ADAM“Usta,” dedim “hani bir adam vardı Arada sırada sana uğrardı” Babacan kahveci omzuma vurdu: “Senin adam orda, bak, oturuyor” Uzaklara dalmış yorgun gözleri Keder yumağına dönmüş yüzleri Çekmiş kucağına bükmüş dizleri Baktım bir köşede tek oturuyor Anlattı kahveci daha sormadan: “Tütün sarıp içer ara vermeden Gözüne bir damla uyku girmeden Burada sabaha dek oturuyor Kimseyle selamı sabahı yoktur Hâli derviş amma külahı yoktur Paraya makama tamahı yoktur Karnı aç ya gönlü tok oturuyor Sızlanmaz isyanı ruhu yaksa da Dert etmez açlıktan ağzı koksa da Elbise namına bir şey yoksa da Asalet üstüne şık oturuyor Gönül coşmazmış aşk ile dolmadan Kurtuluş olur mu çile dolmadan Daha otuz yaşı bile dolmadan Kara saçlarına ak oturuyor Belli ki içinde kopan fırtına Getirmiş sabrını en son kertine Yüklenmiş sanırsın yorgun sırtına Bir dünya dolusu yük oturuyor Dinle kulak verip ne dediğine Şaşarsın ne laflar söylediğine Taşı koyar gibi tam gediğine Sözleri yerine cuk oturuyor!” Kahveci doluktu, sustu, of çekti Gözlerinden iki damla yaş aktı Bir Mülkî’ye bir de adama baktı Dağlar gibi başı dik oturuyor Aslan AVŞARBEY (Mülkî) 29.11.2018-Eskişehir |
Kalemin susmasın
___________________________Selamlar