Susamlı Ayrılıkbir bahar rüzgarı salınırdı saçlarında dans ederdi kar taneleri dudaklarında bitmek bilmeyen duvarlar örülüydü gözlerinde ellerin çocukluğumun susamlı çubukları ince uzun kıtır kıtır.. üzüldüğünde direnirdi ya göz yaşların kıvrılırdı dudağının kenarı japon animeler gibi bakardı gözlerin kocaman sulu... piyano çalmak gibi seni sevmek dokunduğum her tuş hayatımın diyezleri perdeleri açtığında gece her sevişme kapalı gişe göğüslerinde sonrası usanılması güç susulan konserlerimiz vardı ya hani göze göz dişe diş ayakların basmazdı yere hatırlarım buz üzerinde kayar gibi yaşardın uçmak için evirmiş çevirmiş seni hayat içinde var uçacaksın elbet... artık avuçlarım çok terli tutamam seni belki ama kelimelerden kazaklar örerim üstüne denizler soğuktur üşütme yelken açtığında senin için artık ne yapabilirim bilmiyorum seni seviyorumlardan gemiler yapsam rotası gözlerine... dayanmaz ki yağmurlarına çok erken değil mi sence daha fırtınalara dayanacak kadar sağlam değil sana adadığım günler ve şimdi kendini bize saklamış bakir bir bıçak seni kalbimden kesiyor ama yinede gülümsetiyor beni kelimelere döktüğüm bu ilk mutlu ayrılık şiirinde Çünkü ne kadar isyanla başlasam da SEVİLDİM... ve sevdim. ertankorkuç sekizkasımikibinonsekiz |
Kalemin susmasın
_______________________Selamlar