şehir ve şiir
plaza kentlere taşınan yarım ömürlük yarım akılları tamlar gibi
tamamlarken yarımlar gibi bir birine karışan seslerin dilsizi ve sağırı yaşamdan yana en ağırı iki ayrı ama aynı insanız işte. içinde yalnızlığın buruk tadıyla öylesine söylenmiş sözler öylesine dokunmak birine öylesine öpmek ve samimi bir gülüş için her bir dişini ayrı ayrı kırarken öylesine bağırmak acıdan öylesine vurmak yüzüne hayatın.. hayatımın ... olduğumuzdan daha kalabalık gösteren bir dünyada hangi yanından tutsan yıkılıyor şehir. ve lağım kokuyor aşk fareler kemiriyor içimizi, hayvan cesetleriyle dolan sokaklar bu şehri tanımlar gibi. merhametten uzak insanlıktan yoksun yoksul bir varlıkla kayboluyorum sanki. kimsenin sarhoş olmadığı bir rüyada,ışıkları çoktan kapanmış bir ev gibiyim soğuk duvarlarında çivilenmiş nemli gözlerim sesim terim ve her basamakta inleyen genç bir kadınla benzer biriyim. bir yanı soğuk donuk bir kalple sokağı izleyen cılız bedenim üşüyor şimdi. bu rüya biterken bir şehirde bir şehir bu rüyaya tekrar girerken orta halli bir ölüme yatar gibiyim üzerimde terin tenin ve lanet şehrin tüm pisliğiyle ....... |