BİR GÖÇÜN HİKAYESİ
Nice güzel sevdasından yaylaya,
Çoban olduk kuzusuna Murat’ım. Karanlıkta gece sürdük sürüyü, Kök boyalı kuzu güttük Murat’ım Garaltıdan gölge geçse ürkerdi, Tığ tutardı, sabrım cinim artardı, Ürkek kuzu veh demeden korkardı, Çobanlıkta sağ kolumdu Murat’ım. Yamaç dağ a Murat-ımı gönderdim, Çok küçüktü uzaklaştı görmedim, Murat ımın korktuğunu bilmedim, Gizli gizli yaşlar dökmüş Murat’ım. Kuzuları dağdan taştan indirdik Islık çalıp önün yola dönderdik Her çalıyı hortlak sandık ürperdik, Dağdan taştan aşar olduk Murat’ım Kara kuzu, me me diye meleşir Ala kuzu tuz döktükce yalaşır, Hasta kuzu hep geride dolaşır, Yüz yüzelli kuzu güttük Murat’ım. Boz cekette yırtık astar kolluydu, Cebi şişkin yürümekte zorluydu, Aç acına kavruk nohut doluydu, Su içerek yiyemedik Murat’ım. Icık kömbe, ıcık dürüm bölüşdük, Bazı öyle, bazı böyle gülüştük, Adım adım yaylamıza eriştik, Iğralandı çimen çiçek Murat’ım. Kuzuları su argında suladık, Patatesi köze gömdük aradık, Kenger kesip dallarını budadık, Kör buçakla ışkın ettik, Murat’ım. Kağnılarla göç yaylaya erişti, Koyun kuzu akşam üstü emişti, Sanki Mahşer kuzu koyun meleşti, Yaylamızda gül menekşe Murat’ım. Fatih Özkan 02.11.2018 Almanya. Mayıs 1985 Karayurt - Yaylaya göç. Murat Bozbıyık kardeşime hitafen yazdığım gece yaylaya gider iken yaşadığımız bir anı. |