şehirlere usulcana gömün beni
Seni büyütürken tükendim
şehir Külüstüre döndüm Tamir edilemez parçalarım Söküldükten sonra Takılamaz oldum Geri dönüşüme gönderme beni .. Yakam tozlu Toprak kokusu yanaklarım Saibsiz, imarsız tarla gibiyim Gel demekten yoruldum Nadasa verme beni Koca bir gökyüzü Küçülmüş yüzüm Sır’ımı döküldü aynaların Konuşsana şehir Sendeki suskunluk Bendeki çiçeksiz mevsim Yordu beni. Sevmezdim ben agora meyhanesini Şimdilerde seviyorum Söküldükce bilyelerim Her geçen günü arıyorum Ah bahçeler Yalan kuşlar nerede Gökyüzünü tarif etmeyin Yağmur nerede Nar çiçekleri nerede Islanmak istiyor bedenim Bırakınız gözlerime Zamansız ölümleri Sevmeyeceğim bir daha şehirlere usulcana gömün beni... |