Seyit Onbaşı
Çelik püskürtüyor deniz,
Ve Mecidiye Tabyası’nı altüst eden ateş, Mermi yağıyor âdeta, Cesur Mehmetçiğimin üzerine. Ve bir emir Takım subayı Fehmi Bey’den: Sığınağa gir, asker hemen! Allah’ın erleri sığınağa girer, Cephaneliğe bir mermi isabet eder, Kahraman Mehmetçik şehadete erer. Seyit Onbaşı bayılmıştı, Ayağa kalktı Ve etrafa baktı, Gözü omuz omuza çarpıştığı Yiğitleri aradı, Ayakta bir tek Ali vardı, “Ey Ali! Arkadaşlar neredeler?” oldu suali, On dört şehit verdik, Ve yirmi dört yaralımız var Seyit, der Ali. Ayakta kalan Seyit Onbaşı Bir de Ali , Koca Seyit denize bakar, Düşman gemileri alev saçar Ve tabyada kullanılabilir Bir tek top var, Haçlı ittifakı kıyıya Yaklaştıkça yaklaşır, Top mermisini kaldıracak alet arızalıdır. Seyit’te büyük bir heyecan, Ali’den yardım umar, “Yardım et yâ Ali! Yardım et ki şu gülleyi sırtlayayım.” Ali bir yerdeki mermiye, Bir de Seyit Onbaşı’ya bakar, Bu mermi tam iki yüz yetmiş altı kilo idi, Kaldıramazsın Seyit! Dedi, Kaldıramazsın o mermiyi. Lakin Seyit kararlıydı, O mermi yerden kaldırılmalıydı, Başka çare kalmamıştı, Bir deneyeyim diyerek Merminin yanına vardı. Ve ellerini Kartal pençesi misillü açarak: “Bismillah!” dedi, Mermi baştan ayağa yağlıydı Ve ellerinden kaydı. Koca Seyit ellerini Toprağa buladı, Mermiyi iyice kavradı, “Yâ Allah! Bismillah!” dedi Ve mermiyi sırtladı, Sendeledi; ama pes etmedi. Merdivenlerini güçlükle çıktı topun, Ve sürdü mermiyi ağzına namlunun. Zaman çok dardı, Namluyla düşmanı hedef aldı, Mesafeyi ayarladı, “Bismillah!” dedi, Ve topu ateşledi. İşte o an وَمَا رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ رَمٰىۚ (Dipnot) âyeti, Gönüllerde yankılandı, Mermi en önde geleni yakaladı, Ocean denen gemi Arkasından yaralandı, Harmanladı, Etrafındaki tüm gemiler kaçıştı, Allah’ım O nasıl bir kaçıştı? Zaferden sonra, Seyit Onbaşı’nın yanına gelen, İsteğidir kumandanların, Bir fotoğraf için, O merminin kaldırılması Seyit’ten. Uğraşır, uğraşır Bir türlü kaldıramaz mermiyi, Seyit kan ter içinde stresten, Ama ne çare, Kalkmaz bir türlü mermi yerinden. Mermiyi ne kaldıran, Ne de atan Seyit’ti belli, Çaresizlik anında etmişti tecelli, Yetişmişti imdada kudret-i ilahi. Kumandanların şaşkın bakışlarla bekleyişi, Ve paşanın sormadan edemeyişi: Evladım! O zaman nasıl kaldırdın bu mermiyi? Seyit’ten gelen cevap manidar mı manidar, Çıktı mı Kumandanım gâvur karşıma, Biiznillah yine kaldırırım, Ve yine sürerim mermiyi namluya. Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan (Dipnot): “Ve attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı.” (Enfâl Sûresi, 8/17) |