Süründü gittiKalenin ardında var idi meşe, Ses verirdi orman, dağ ile taşa. Kesti de gittiler kalmadı bişe, Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü bitti... Düzlerin başına ekerdik darı, Dolduramadık ki kırık ambarı. Gece biri yakmış bizim otları. Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti.. Değirmenin çarkı bu yıl dönmüyor. Kapıları kitli, kimse gelmiyor. Çekildi küçük çay, suyu vermiyor. Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti... Kamere dağını pus duman almış. Yaylayı görenler merteği çalmış. Yıkıntı yerinde bir ören kalmış! Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti... Çobanla, Yaşar’a neydi kastınız? Üç ineğin bi başını kestiniz. Etini saklayıp, tuza bastınız. Kurudu da gitti, çürüdü bitti. Ah alan boynuna, süründü gitti... Yaşar Kılıç |
Yolu sılsdan ayrılmayanmı var Yaşar kardeşim.Ne tarlalarımızda ne sularımızda
ne soyumuzda bereket kaldı.En son dostlarında bereketi kalmadı çekildik içteki
Dünyamıza yalnızlıklarımızı arkadaş edindik kendimize.
Yüreğine sağlık güzel bir yorum selamlar.