UTANDIM ELLAM
UTANDIM ELLAM
Naadar sabırlıydım, tükendi deyi Yakınırdım emme utandım ellam Sesim gırtlağıma tıkandı deyi Ikınırdım emme utandım ellam Kele gel bahalım şöyle yakına Neler saklayıksın bakam çıkına Sille vurmak için ense köküne Yekinirdim emme utandım ellam Heç gaylem olmazdı, olsak yan yana Usulca çömelip kalsam gıraana Sevgiden bi haber, daşdan yüreana Dokunurdum emme utandım ellam O ne heri gardaş ıccık yavaş ol Bilirik ki bu yol meşakkatli yol Abur cubur malı götürüp bol bol Tıkınırdım emme utandım ellam Uççarak yaşarken insan balası Yalancı dünyada biter molası Ondan kalp gırmaktan oldum olası Çekinirdim emme utandım ellam Iraslamaz oldum yatıdamısın Doğuda görmedim batıdamısın Evimi terk ettim çatıdamısın Bakınırdım emme utandım ellam El gibi daenerim imdi ıraktan Çekinmezdim öyle karadan aktan Batmasın deyipde gözü bıdaktan Sakınırdım emme utandım ellam Mahir’im akile rastlayabilsem Guluncu gulunca yaslayabilsem Aççık bilgiçliği taslayabilsem Okunurdum emme utandım ellam Mahir Başpınar NAADAR: Ne kadar EMME: Amma ELLAM (Ellaham, elleam, elleğam): Galiba, herhalde, sanırım, demek ki, KELE: Hele, hey, yahu ÇIKIN: Bohça, azık. GAYLE: dert sıkıntı GIRAANA: Kenarına, kıyısına YÜREANA: Yüreğine ICCIK: Azıcık UÇÇARAK:(Ucca): Yavaş, Yavaşça IRASLAMAK: Rastlamak DAENEMEK: Bakmak, seyretmek İMDİ: Şimdi AKİL: Akıllı GULUNÇ(Kulunç): Sırt AÇÇIK: Azıcık |
Doğuda görmedim batıda mısın?
Evimi terk ettim çatıda mısın?
Bakınırdım emme utandım ellam!
Mahalli ağız ve farklı bir tat.
Tebrikler, saygılar.