UZUN BİR ZAMAN
Geçmişti aylar,geçmişti yıllar
Boş kalmıştı sevgilileri saran kollar Karar vaktinin geldiğini söylüyordu yollar Artık sararmaktaydı doğadaki güller Öğrencilik yılları bitap ve yorgun düşürmüştü Ekilen toprağı sevmiş fidan olup yeşermişti İşe başlamıştım artık, evlenme yaşı da ermişti Yalnız geçen yıllarım, türlü badireler görmüştü Bunca yıl aradığım insanı bir tülü bulamadım Hayat bana ızdırap gibi ömrümce gülemedim Geçen yılları boşa harcayıp, kıymetin bilemedim Bazen bıktım hayattan,ölmek istedim ölemedim Kendime dedim Öztürk yeter artık bu hayat Bırak mükemmeli aramayı,kalbindeki yalnızlığı at Değişti düşüncem,kusursuzluk olmuştu bayat Eli ayağı düzgün olsun yeterdi böyle bir zat İnsan kararlı çıktımı yola,gerekmezdi mola Arayan bulurmuş Mevlayı işleri koyarmış yola Kısmetim nerede diye bakındım sağa,sola Pek uzakta değilmiş,tanıştık,girdik kol kola Adı Ayten’di yüzü ay gibi, beyaz bir tendi Esmer Öztürk yanında beyaz Ayten giderdi Beni güya çok sevmiş,birtanem ol diyordu Kızcağız çok beklemiş evlenmek istiyordu Bıraktım düşünmeyi başa gelen çekilir Baharda güller açar tarlalar da ekilir Ekilen tohumlar mutlaka kendi meyvesin verir Ama güzel,ama çirkin,ama acı,ama tatlı Gaye mutlu olmaksa,eş bağlıdır eşine Eş dinlerse eşini,bilir kendi işini Dinlemezde eşini,tutmazsa çenesini Hem kendisi üzülür,hemde üzer eşini Herşeyden önemlisi; kulda iyi niyettir İyilikle dikilen fidan büyür,dal dal olur İlgi ile büyür koruk,meyve olur,bal olur Sevgisiz kalan vatan,kupkuru bir çöl olur |
ifadeler bunlar şiiri okurken
takıntısız pürüzsüz satır geçişleri
mükemmel
finişe yaklaştıkca heyecanı artıran
bir paylaşım olmuş
kutlarım şair yüreğini