ŞEREFLİ İSTANBULYavuz Selim Han ve meşhur Çaldıran, O’ydu fitneyi ortadan kaldıran. Tam sağlanmıştı ülkemizde birlik, Artık yenilik üstüne yenilik... Altın yazılı zafer Merc-i Dabık, Ünvan devretti, Halife-i Sabık. Erdi Selim Han, çok büyük şerefe, Sultanken şimdi olmuştu halife. Yolları düştü tam Sina Çölü’ne, Çöl çiçek saçtı, ordunun yoluna, Ridaniye’de, dize geldi Memluk, Terli alınla secdedir mutluluk... Sultan Selim Han, Şah-ı Ruy-i Zemin, Halifemiz ve Emir ül- Müminin. Orduyla birlik revan oldu yola, Yirmibeş ayda döndü İstanbul’a. Mehterler hazır, İstanbul’da kat kat, Çoşku sel oldu, dayanmaz barikat.. Halk Halife’yi basacak bağrına, İstanbul kurban olacak uğruna. Gelmesin diye nefsine bir gurur, Basit bir kayık aratıp buldurur. Boğazdan geçip kayıkla o gece, Denizden gelir, saraya gizlice. Emanetler de geldi hep beraber, Şimdi nur saçar, Alem-i Peygamber... Göz kamaştırır, O Mukaddes Makam, İşte şeref bu! Ölçemez bir rakam! Şarktan ta garba, sanki bir Zülkarneyn, Hem Sultan’dır hem Hadim ül-Harameyn. Rahat yatakta uyumadı bir kez, İstanbul oldu dünyalara merkez. Şimdi Makam-ı Hilafet İstanbul, Küfrün önünde sağlam set İstanbul. Hey mehter başı! Vurdur şu davula! Bu büyük şeref, yeter İstanbul’a!.. 21.03.2006 |