Bizi Yarım Bırakanları SevdikBiz hep bizi yarım bırakan adamları sevdik Babamızı sevdik Onlar oğullarına hayran Bacamızı tüttürecek Soyumuzu sürdürecek diyerekten İnsandan önce ar namus olarak görüldük Hep bir sorgu Hep bir kontrol Kızını dövmeyen dizini döver Kızı kendi haline terk edersen ya davulcuya, ya zurnacıya gider. Biz hep bizi yarım bırakanları sevdik Çok sevdik. Abimizi sevdik Nefesi Gözü hep üstümüzde Terso bir durum olduğunda Azarı kulağımızda, şaplağı ensemizde Biz hep bizi yarım bırakanları sevdik. Çok sevdik. Deli dolu çağlarımızda kavak yellerine tutunup Her nedendir bilinmez en haylazını en serserini sevdik çocuk aklımızla Belki sevmek değildi de o özgür ruhlara imrendik saçlarımızın örüğü, kurdelesiyle... Nikahta keramet vardı hep Eşimizi sevdik Sever de döver de diyerek tüm sevgisizliklerin üzerine güya gurur serptik Kısacık aklımızla kan kusarken bile kızılcık şerbeti içmiştik de diyerek yalanın en afillisini söyledik. Bir eliyle bizi kenara itip ağız dolusu küfürlü lakaplar taktığı kadınlarda vur patlasın çal oynasın gününü gün ettiğinde bile... Sorgusuz sualsiz bekleyip Benim kocam yapmaz dedik Hesap sormak ne haddimizeydi ki Ya çocukları bahane ettik Ya da dönecek bir yerimizin olmayışı bağrımızda saplı bir hançer gibi dururken ’Dokuz yutkun bir söyle’ nin "söyle"sini de "bir daha yutkun’a çevirdik On yutkunduk on sustuk Sineye çektik Baba evinden çıkarken elimize tutuşturulan cam bardağı yere vurup paramparça oluşunu iliklerimizde Ruhumuzda hissettik. Biz hep bizi yarım bırakan adamları sevdik. Devran döndü zaman değişti . Hayat bitti sandık bitmezmiş meğer son nefese kadar Terk edildik Ötelendik, itildik Biz hep bizi yarım bırakan adamları sevdik İşte bu defa oldu, bu doğru dediğimizde Yine yenildik Ne sevgimizi sahiplendiler Ne duyduğumuz saygıyı, Ne verdiğimiz değeri Ne de gösterdiğimiz hassasiyeti önemsediler Sevgimizi bildikleri halde vicdansızca, umursamadan Ayakları altına alıp ezdiler Burunları bir karış havada, arkalarına bakmaya bile gerek duymadan Çiğneye çiğneye yürüyüp gittiler. Umurlarında bile değildik. Hiç akıllanmadık ki biz Gönlümüz aklımıza hep baskın geldi Sevgiden geçer insanın yolu diyerek fütursuz sevdik Biz sevdik, sevdik ammaa Hep duymazdan geldiler Konuyu, lafı değiştirdiler Ruhumuzu, yüreğimizdeki sevda ateşini görmezden geldiler. Gözümüzün içine baka baka kirpiklerimize inci misali gözyaşlarını elleriyle Sözleriyle, gözleriyle dizdiler. Zalimce eğip büktüler Kırıp döktüler İki lafın birinde delikanlılıktan dem vurup onda biriyle göründüler Onda dokuzuna sarılıp araziye uymayı tercih ettiler. Çünkü bizi sevdiğimizin binde biri kadar bile sevmediler. Sevmeyi zayıflık, hafiflik bilip bellediler Öylesi hem işlerine hem kolaylarına geldi. Hatta elimizin kiri bile dediler. Biz sevilmeden sevdik Hem de öyle böyle değil ölürcesine Kan kırmızı Derya deniz sevdik Biz hep bizi yarım bırakan adamları sevdik Çok sevdik Tüm benliğimizle Deliler gibi Ölesiye sevdik Yarın kaygısı taşımadan Aşığım, çok seviyorum seviyorum Yansın laan, yanacaksa yansın bu dünya diye diye sevdik. Biz hep bizi yarım bırakan adamları sevdik. Yarım kalasın diyemedik de Yarım kalasıcaları çok ama çok Çok büyük sevdik. __ilkayy@2bin10sekiz |
ama ne kadar haklıydı şair.. saygı ile...