Ölüm ne garip şey Anne...
Niye bu kadar karanlık Anne !
Düşlerim buz gibi Ellerim de can veren Gençliğim İcim de bir buruk veda sesi Kıyametler kopuyor karanlığın Koynunda ! İdam sehpasında Umutlarından asılan bir yürek Hayallerimden vurulup Düştüm yıldızların koynuna ! Ve yakarken bütün ömrümü Umudun bittiği şu son satırlar da Bir Türkü geldi Aklıma ’’’!Ölmek, ne garip şey anne! Artık duvarlari kanatırcasına tırnağımla Şaşkın umutlu şiirler yazamıyacağım! Mutlak bir inançla gözlerimi tavana çakamıyacağım, Baba olamayacağım örneğin! Toprak olmak ne garip şey anne... Ölmek ne garip şey anne... Uçurumlar ki sende büyür Dağdır ki sende göçer Ben bayrak derim çiçek derim Çam diplerine açmış kanatlarını kozalak derim Gül yanaklı çocuğa benzer Yinede oğlunu yitirmek kim bilir ne garip şey anne!.. ’’’ Hoşçakal gençliğim Hoşçakal sevdigim Hoşçakal sevdiklerim Hoşçakal şiirlerim... Issız şair Murat Arslan |