Bir bahar yolum düştü Câbilka denen şehre Beş köprü kurmuşlardı, civarda akan nehre
Duymayan kalmamıştı muhteşem güllerini Reyhanlar mest etmişti, şeyda bülbüllerini Dallarda âşiyânlar, âşiyânda figânlar Islanırdı seherde dikenvari müjgânlar Ucundan damlayanlar göz yaşlarıydı gönlün Umrunda olmazdı ki hiçbir goncanın, gülün Dolaşırdı her sabah, bahçeyi yaşlı tabib Şişesine damlardı şebnem, eşk-i andelib Sarayın hekimiydi, deva yapardı derde Zatı Lokman adıyla tanınırdı her yerde Nice hasta ruhlara, şifa vermiş diyârda Terk etmemiş kulları âh u zâr ile darda Sadece aşka çare bulamamış kimyada Bu defa da aramış, onu ilm-i simyada Ziyân olmuş emeği ve de leyl ü nehârı Düşünmek için yerdi nehrin iki kenârı “Ah nasıl bulamadım aşka devayı,” derdi Bu çaresizlik herdem çok zoruna giderdi
Suyu kıpkırmızıydı, güllerin al renginden Görünürdü bakınca pencerenin denginden Havuza şarab akmış, sanırdı bütün herkes Kırmızıya dönerdi, suda yansıyan makes Tam yedi kapılıydı, bu diyâr-ı Cabilka En güzeli, bakardı güneşe, yani Şark’a Görmek için gelirdi, şehre akvâm-ı beşer Derlerdi ki bu diyâr her meşakkate değer Ağaçların dalları yükten değerdi yere Meyveleri olurdu, yetince şekerpare Bu gizemli ülkede bir padişah yaşardı Behnaz’ın saçlarını şefkat ile okşardı Şu dünyada tek varı, gözbebeği kızıydı Annesiz büyümesi, kalbinde bir sızıydı Servetini harcadı gönlü yorgun ihtiyar İstedi ki Behnaz’ı olsun biraz bahtiyar
Tac u taht vardı ama huzur noksandı İyice yaşlanmış ve yaşı ise doksandı
Azrail gelince kim bakacaktı Behnaz’a Hala çocuktu yaşı, gelse de on dokuza Onu zatından fazla, seviyordu padişâh Bûseyle uyanırdı esmeden bâd-ı sabah Kızıl saçlar yastığa dökülmüş gülleriydi Onu her gün toplayan, şefkatli elleriydi Hemen tek tek toplardı yapışanı kılıftan Her sarıldığında saç olurdu mavi kaftan Topuz gibi yapınca ne güzel görünürdü Fazla değil çok hafif boyalar sürünürdü Boyu da bir yetmişi muhtemelen aşardı Cemalini görenler, hayran olup şaşardı Dili baldan tatlıdır sözü en doğru tarif Parmakları da öyle güzel ve öyle zarif İpekten yumuşaktı, yanakların derisi Sureten benzersizdi bu sarayın perisi Her şeyi vardı ama mutsuz idi Behnaz Kalbi hayli narindi, kırılgandı da biraz
Güzeldi ama gönlü boştu sevdadan yana Yürümemişti bir gün, bir âşıkla yanyana
S / ÂYE 17 HAZİRAN 2018 / CABİLKA
Kelime: akvam-ı beşer. Kavimler makes: yansıma leyl u nehar: gecegündüz. eşk-i andelib: Bülbülün gözyaşı bâd-ı sabah: sabah yeli[ /kalin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
FİRUZ ❤ BEHNAZ / 2 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
FİRUZ ❤ BEHNAZ / 2 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Cabilsa'ya uzanan destansı bir seyahate eşlik edeceğiz sanırım kaleminizin rehberliğinde. Çok çok güzel, okurken bir şeyler de öğrenebiliyor olmak. Teşekkürler şair. Saygımla.
Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Serbest müstezata biraz benzer. Her mısra kendi içinde kafiyeli ve 14 heceli. Devamı gelecek inşallah. Selam ve saygılarımla.
Çok çok güzel, okurken bir şeyler de öğrenebiliyor olmak.
Teşekkürler şair.
Saygımla.