Başa gelen çekilir ne gam kalır ne keder;
Teselliler lakırdı heceleri yormayın;
Dün geçti bugündeyiz yarınlar Allah Kerim;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Taşıdığım emanet canımdan geçiyorsam;
Her gece meyhanede rezilce içiyorsam;
Hayaline rest çekip düşünden kaçıyorsam;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Bitmeyen hikayemi taşlara kazıyorsam;
Ben kendime küfredip kendime kızıyorsam;
Mutluluktan nasipsiz mutluluk yazıyorsam;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Kör talihim görmeden yüzlerini asarken;
Derdim bile dermandan umudunu keserken;
Ve bir şarkı sözünde ölüm bile susarken ;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Bilmem ki nereyedir şu kalan ömrün seyri;
Ayrılmış ruh bedenden geziyor ayrı gayrı;
Çok çabuk bitti bizde yaşanan lale devri;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Yaşıyorsam ya sabır hududunu aşmadı;
Yönümüz belli şükür pusulamız şaşmadı;
Girdiğim çilahane yürek daha pişmedi;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Aynaya baktığımda yüzüme gülüyorsam;
Delirdin mi diyorum kendimi biliyorsam;
Kendimden kaçıp kaçıp kendime geliyorsam;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Gündüzlerim derbeder gecelerim susan dil;
Sanmayın umutsuzum sanmayın ki sersefil;
Başımda kavak yeli eserken efil efil;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…

Zamansız zamanların halden bilmez katibi;
Nerden çıktı karşıma mazinin muhasibi;
Ölümden korkmayanın cebinde gezer ipi;
Sormayın işte artık neden diye sormayın…


Ali ALTINLI – 11.06.2018
Saat: 00:27