-ARIN EY GÖNÜL!-Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Şakık-ı Belhi İbrahim Bin Edhem’e sorar:
Ey İbrahim nasıl yaşıyorsunuz? Bulunca şükreder, bulamayınca sabrederiz der beriki Devrinin mutasavvıf iki insanından Şakık; Belh’in köpekleri de öyle yaşar deyince, Allah için dostluğun ruhi yapısı içerisinde Bin Edhem gocunmaksızın peki siz nasıl yaşıyorsunuz ey Şakık diye sorunca; diğeri, bulursak şükredip ikram eder, bulamadığımızda yine şükredip sabrederiz diyecektir Dünya hayatı bir göz açıp kapamak süresi kuşkusuz, ne kadar farkındayız o ayrı fasıl da, bazen sorarım kendime; şu an ölsen olumsuzluk mudur? Ölümsüzlük bu dünyaya ait olmadığına göre şu an ölmekle elli, yüz yıl sonra ölmek arasında zaman bazında ne fark var ki? Yüz yaşıma kadar sağlıklı, zengin, yiyen içen, dünya gezen bir hayat yaşasam o an geldiğinde bu bir hiç mertebesinde değil mi? Sıfıra sıfır elde var sıfır Beni duyanda tatbikat harikası sanır, oysa zaman zaman düşünürüm yalnızca Allah ıslah etsin, ne diyelim? Ramazan ayınız mübarek olsun; hanelerinizden sağlık, huzur, bereket eksilmesin dilerim... dört duvar arasında mıyım ne? ört desem gece misali tüm olumsuzlukları örtmez, parıldar sanki ay ışığında dökülür, dillenir hece hece arınmaya muhtaç billur bir gönle dönüşmeye sanma ki bir zindandır bu kalabalıkta da yalnızdır insan kimi zinhar, değil öylesi duyulur tefekkürün sesi, nefesi kalabalık tortu biriktirmez mi acaba? dip balığı ne ki bunun yanında alabalık misali yaşa ey dost! tertemiz, berrak buz gibi tatlı sularda dipdiri benliğin derinliklerine nüfuz ederek yaşamın evet, yaşamın çilesini belki çekerek dip, köşe, kuytulardan belli ki, el etek çekerek... L.T. |
Duyguların sesi şiir olup, insana tatlı nameler fısıldamakta...
................................................... Saygı ve selamlar..