Kolonlar ağlıyorHani birlikte gidip misafiri olduğumuz Kolonlar yok mu üzerine ismimizi Kazıdığımız sevda sözcükleriyle dolup Taşan o kolonlar hatırladın mı şimdi Onlar bile yastalar çelik çomak Bilir misin oynaya bilseler keşke Beş katlı kırmızı renkli misafir girişi İstemeyen apartmanın kolonlarıydı Onlar görünümü güzeldi taşıdığı dertler Yetmiyormuş gibi bir de bizim Buluşmamıza şahit oluyorlardı sesleri Romantizim tadında sandalyeler ıssız Yer deydi Evet kolonlar yokluğumuza hasret şimdi Gözyaşlarıma ağlıyorlar çürüyorlar En sağlam zeminde sel tufan da Görmüyorlar kolonlar ağlıyor yazılan Her sözcükte her mısrada duvardaki Kalem de kolonlar ağlıyor dile Gelebilseler güzelliğin dillere destan Beton parçalar sanat eseri gibi Kibirle bana bakıyor yokluğumuz Alışmayı tadıyorlar hakkımız var mı Cansız da olsa zulüm yaşatmaya Hakkımız yok kolonlar ağlıyor kolonlar Gülmüyor geçen sabah yine ziyarete Gittim o ıssız yerin dibine evet yoksun Şimdi yerinde yeller esiyor Ne yapayım durup durup ağladım Yokluğun bu kadar ağır mı yoksun işte Yoksa ben mi varlığında sürünüyorum Tek bildiğim kolonlar ağlıyor senin Yokluğunda kolonlar dile geliyor her Dokunuşun da kolonlar dile geliyor Her susuşunda kolonlar (ahhh)kolonlar Kolonlar ağlıyor gece gündüz demeden Benim gibi ayrı gibi sevda gibi diyarı Olmayan kuru toprak gibi kolonlar ağlıyor İbrahim KANDAMAR 20.01.2007 |
Şimdi en sevdiğim bölümünü şiirin, ufak bir öneri ile yazıyorum.
"Kolonlar ağlıyor...
Hani beraberce gittiğimiz o kolanlar yokmu? ( "var ya" olsa)
Hani üzerine ismimizi kazıdıgımız,
Sevda sözcükleriyle dolup taşan o kolanlar;
Hatırladınmı?.. şimdi onlar bile yürekten ağlıyor... "
Aslında şiirde buna benzer, üzerinde oynanılması gereken çok dize var, ama siz de benim gibi acelecisiniz.
Sevgi ve selamlar ...