MELEK ANNELERİM
Ana gibi yar,
Vatan gibi diyar, Sevda gibi nar olmazmış! Bu üç sevda var ya, bu üç sevda İnsanı fena yakarmış! Bir hışımla girmişken söze, Başlayalım en acı hayat öykümüze. Annem, Annem doğarken horlanmış, Kız çocuğu olduğu için. Tabi ki, o çokbilmiş dedem unutmuş: Hayatında en çok sevdiği, Yollarına çıkıp gül verdiği, Evlenip gerdeğe girdiği, Koca bir ömür aynı yastığa baş koyduğu Kadının, yani ninemin de Doğarken kız çocuğu olduğunu! Annem, Annem okula gönderilmemiş. Güya, kız çocukları okumazmış. Ah bu dedem var ya! Ah o çokbilmiş dedem! Bu kız nasıl okumuş düşünmemiş, Kadından da başbakan olur mu? Dememiş, Ata olan düşkünlüğünden ötürü, Basmış Çiller Hanım’ın atına mührü! Ve sonra… Çukurova’nın pamuk tarlalarında, Ege’nin üzüm bağlarında, Kara Deniz’in çay, fındık bahçesinde, Doğunun kar, kış, kıyameti içerisinde, Annem bir arı gibi çalıştırılmış. Dahası, kimi karnında, kimi sırtında Sıra sıra çocuklar… Annem altın bilezik, kolye umarken, Takılmış boynuna sıradan boncuklar. Çalınmış annemin emekleri, Ne yazık ki anlamamış kadını, Yurdumun erkekleri! Ya şimdi? Güç bela alarak apartman katlarını, İçerisine hapsettik anaları, Strese dayanamayıp, Başlattık altın günleri, kısır partileri, Anlattık dedikodu hikâyeleri. Olmadı, yine de sıkıldı canları, Seyirci sayarak çocukları, Başlattık evde sokak kavgaları. Gençliğinde yollarına gül döktüğümüz, Evlenince döverek belini büktüğümüz, Saçlarını ağartıp, dişlerini döktüğümüz, Melek annelerim! Can annelerim! Sizlere bunca çileleri çektirenler adına, Kabul ederseniz, geç de olsa özür dilerim! Canından can olduğum melek annelerim! ......................................Şair: İsmail SAĞIR |
ŞİİRİNİZİ BEĞENDİM...
....................................Saygı ve selamlar..