KISSADAN HİSSE... DÖRTLÜKLER...Düşme sakın koşan attan, Kurtar kalbi saltanattan. Gelince yolculuk vakti Fayda gelmez yattan, kattan... _ Verdiği sonsuz emekti, Amacı lokma yemekti. Tarlaya bir tohum ekti, Bereket bin, kendi tekti. _ Yüzündeki ışık, nurdu, Tanımaksa bir onurdu. Yer değil, başa konurdu, İsmi kalbimizde durdu. _ Ne o yandı, ne bu yandı, Dilinde hep gençlik andı. Neler, nelere dayandı? Dertlerle yüreği yandı... _ Su gibi çağlayıp aktı, Gül yüzü pâk, alnı aktı. Bayrağına son kez baktı, Yüreği genç, saçı aktı. _ İlkin ana sütü tattı, Türlü konaklarda yattı. Her şeyi geriye attı, Dünyayı bir pula sattı. _ Bayrağı beyaz ve al, Diller sanki olmuş lâl. Haykırmıştı peşinden, ’Ne olur, yurdunda kal! ’ _ Ne samandı, ne de saptı, Bir bilinmez yola saptı. Ömrü, çözülmez hesaptı, Yuttuğu, sonunda haptı... _ Kadersizdi, bağrı kara, Ayakları battı kara. Yüreğinde bin bir yara, Ne sarıydı, ne de kara... _ Dağda gördü kuşu, kurdu, Otağını orda kurdu. Ne yazardı, ne okurdu, Bilmediği borsa, kur’du. _ Peşindeydi şöhret, san’ın, Gâyesiydi çok insanın. Bir çok kanunun, yasanın Hükmü mü var? Öyle sanın. - Gönülden gönüle yol bulup akar, Gözleri, gözüme pek melûl bakar. İçimde şimşekler çok derin yakar, Ateşi bağrımı kavurur, yakar... _ Sırtı kalın, rızkı boldu, Cimri değil, eli boldu. Çok okudu, adam oldu, Çok şey gördü, gözü doldu. _ Geçiyor altından görkemli takın, Durmayın yiğitler, kılıçlar takın. Asker türküsünü şimdiden yakın, Cepheye koştular, hep akın, akın... _ Yüzünün kirleri isse, Temiz değil, kalbi pisse, Duygusu taş, değil his’se, Alamaz kıssadan hisse... _ Hayat her şeyini almış, Sade kuru canı kalmış Son emâneti vermeden Yollar gitgide kısalmıs... _ Yollar uzun, hayat kısa, Çekiliyor bin bir tasa. Götürüyorsun buradan Neler doldurursan tasa... _ Yüreği hiç değil, katı, Yok araba, ne de katı, Tek varlığı topal atı, Son yolculuk saltanatı... _ Çok uğraştı, çok şey yaptı, Dolmayı başkası kaptı. Sığınağı yalnız Allah, Gece gündüz ona taptı... _ Durmadan ediyor yemin, Kendinden hiç değil emin. Şimdi kabul ediyor bak, Reddetmişti daha demin... _ ’Bir dokunup, bin ah işit.’ Hangi insan, kime eşit? Uymuyor hiç birbirine, Karakterler çeşit çeşit... _ Kılıcı kınından çekti, Sonra bir besmele çekti, Hayata restini çekti, Derdini hep gizli çekti... _ Yarası; dostu kanattı, Kapısı iki kanattı. Düsturuysa kanaattı, Koştu; sanki saf kan attı. _ Midenin isteği, aştı, Dert yükü dağları aştı, Artık ne yapacak, şaştı, Gitti, harama bulaştı... _ Ufukları duman sardı, Yaraları lokman sardı, Dolmayı anası sardı, Sînesini o yar sardı. _ Denize salınan ağ’lardı, Haline gizli ağlardı, Ağaya karşı el bağlar, Bazen de iyi yağlardı... _ Önünde uzayan, yoldu, Dönünce saçını yoldu, Önce anam, bacım derdi, Son sözüyse bir ayol’du. _ Adamın soyadı ’Dur’du, Hayatı boyunca durdu. Beklerken yine kuyrukta Kalbi de orada durdu. _ Ağzına bir sakız aldı, Dünyayı alaya aldı. Elma yanakları aldı, Kimi sevdi? Kimi aldı? _ Çantayı sonunda kaptı, Olmayacak yola saptı. Sıçrayamadı çekirge, Sonunda bilmem ne yaptı? _ Atına çakmışlar nal’ın, Kendi ayağında nalın, Haykırdı canımı alın, Kıyısında bir kanalın. _ Tesbih, iplere dizildi, İnsan, kurşuna dizildi. Çalan, midesinde zildi, Defterden biri çizildi. _ Milyon değil, önce bindik, At inip, eşşeğe bindik. Yokuşu tırmandık, indik. Bazen eşşeğe ters bindik. _ Gönül nelere katlandı? Bölündü, dörde katlandı. Daldan dallara atlandı, , Evlendi; ev, bark, kat’landı. _ Hüzünle, dertle yas’landı, Omuz bulunca yaslandı. Yaşlandı; önce aslandı, Şimdi bastona yaslandı. _ Ellerinde iki çıkın, Bağırdılar: Çıkın! Çıkın! Haykırdılar, zorla tıkın! Haddinizse bir acıkın! _ Üzerinde partal kazak, Sevinir, denirse,’kazak’, Ömrünce söylenmiş:Yasak! Dertleri nereye yazak? _ Attığı, nara, dayaktı, Evini, barkını yaktı, Düşünmedi hiç sonunu, Kendi çırasını yaktı... _ Kafama çok şey takıldı, Peşe çok insan takıldı. Yolumuzdan sapmadıysak Şükür ki sebep, akıldı... _ Dağda, bayırda çok gezdik, Her an gönüllerde gezdik. Doğruyu, eğriyi sezdik, Bazen birbirimizi ezdik... _ Biz de doğarken ağladık, Bazen gülerken ağladık, Yıllar boyunca çağladık, Zalime el bağlamadık... _ Pespembe taze güldük, Hep doyasıya güldük. Bir olmaza büküldük, ’Ağlancak’ hale güldük... _ Suçluyduk ki af olduk, Akıllıydık, saf olduk. Düşünceydik, lâf olduk, Vatana saf saf olduk... _ Hep, ben ve bana,dedik, Para, miras, halt yedik. Yetmedi bunca gedik, Birbirimizi yedik.... _ Taze bir yeşil daldı, Gözleri ufka daldı. Ufacık bir sandaldı, Sulara derin daldı... _ Kolleksiyonlar puldu, Değerler, para, puldu. Çırpındı durdu insan, En son Mevlâ’yı buldu... _ Gördüğü hayâl, düştü, Tek amacı cümbüştü. Şöhretti istediği, Gam çukuruna düştü... _ O da orduda erdi, Vatanını severdi. Kırpmadan hiç gözünü, Koştu, canını verdi... _ Seviyordu özünden, Dönmedi hiç sözünden. Bir yangın yüreğinde, Tüter gönül közünden... _ Akla suçunu, akla, Şu saçındaki ak’la. Sakla, her şeyi, sakla, Ölüm gelmiyor akla... _ Âleme bir nazar kıl, Ağarmış saçlarla, kıl, Varsa başında akıl, Aksatmadan namaz kıl... Hâlenur Kor |