0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
640
Okunma
Hınçla dolu yüreğim nefretle iken
Sabretmesini öğrendim
Saygıda kusur etmeyerek
Yetmedi âmâ canımı yakmaları
Dillerinden düşmek istedim
Olmadı iftiralara kurban gittim
Tükürük içinde boğulan şeytana
Boyun eğmemek için yemin ettim
Gördüğüm ne rüyadı ne serap
Yaptıkların utanç duyulacak
Senin de bir gün canın yanacak
Yedip içtiğin zehir zıkkım olsun
Kapılıp gittiğin hayasızca akın
Neye yaradı ardında kırıp bıraktığın
Yeter hayatımdan çalıp çırptıkların
Çık artık dünyamdan zaten kalabalığım
Ne kadar zulüm edersen et bana
Dağ gibi sabrım yıkılmaz bir daha
Haddini aşıp gönül koyarsan da
Elinden gelini ardına koma
Hiçbirşeyi unutmadım dün gibi aklımda
Suçların affedilmez kesinlikte asla
Gün gelir pişman olup dayanırsan kapıma
Bedenim yorgun hasta git başından dokunma
Yaralarım hala taze hala öfkem büyük git.