Ecel Vaktine Kadar Bekler, Umut EderO an.. Yalnızlığa uzanan bir zaman Düşünmek, tasavvur etmek istediğin an Uzaklara Sessizliğin kuşattığı ufuklara Beni bana, fıtratıma yakınlaştıran kitaba Hataların Her bahanede avutan hazzın Nedamet içinde kalbi çığlık ve çırpınışın Bir ömre Yüklediği gaflet içinde ki zaaf Bağışıklığı kazandıran, umursamazlığın Ruhunu Daraltan girdaplarından kaçış Esaretten kurtuluş adına umutlanıyorum Artık Yorulmuştum, biraz sonra Ruhumu cezbeden sükunetle karşılaştım O kadar Sakin ve hilkatiyle barışık Durması, halime muti olması ne harikadır Neden Bu kadar gafil aldandım Neye, kime inandım hesapsız davrandım Hergün Bir telaşın içinde yaşamak Bin bir ibretle karşılaşmak dahi yetmiyordu Anlaşılmaz Cür’et ve umursamazlığın Pervazlarında ter kan içinde kalırken yine Ve ısrarla Unuttuğumuz yol hatitamız Ruhi ve vicdani bakımdan hep hatırlatmıştı Zan ve zaaf Gaflet ve adım adım delalet Kıskacında hiç acımadan öyle sürüklüyordu İlahi öğretiler Ahlakı ilke ve hassasiyetler Hep açık ve anlaşılır olduğu halde okumadık Sevgi ve şefkat En çok muhtaç olduğumuz Çok önemli bir öğreti ve faziletten esirgendi Şimdi Hayranlık ve ibretle temaşa Ettiğim ve derin bir huzur duyduğum aşiyan Ve içinde Yaşayan, nezaketi anlatan Letafetin, duyarlılığın hakikatini hatırlatıyordu Arzda Mahluk için kuvvet dengesi Had ve hilkat gerekçesi, hassasiyetle korunur Azgınlık Nifak, nisyan, tuğyan beşer için Şer ve enaniyet sınırlarını zorlayan sapkınlıktır Beşer Her şartta insanlaşmanın azminde Tevhit ve ahlak rehberi Resulünün ininde olmalı Zan ve zaaf İçinde her neyi tercih ederse yüktür Hak , hakikatten uzaklaştıran şey sinsi düğümdür Yaratan Hak Ecel vaktine kadar sabrı umut eder Akıl , irade ehliyetinin Hakka talip olmasını bekler Mustafa Cilasun |