Ne sen sor nede ben kelam edeyim!Dilersen ne sen sor nede ben söyleyeyim Bırakalım şimdi, kendi sinemle yüzleşeyim Düşüneyim afakı kaybolan anbean zamanı Ruhuma olan bu yabancılığı niye unutayım Hastayım, yasların karasınadır, tüm ahım Hangi yaştayım, şuur içinde mi ne harabım Gamlıyım kalpren habersiz olan bir nazarım Ne arsızım, atiyi hiç anlamayan duyarsızım An ve zaman, neler anlatıyor eğer anlarsan Halin serencamında, o muvazeneyi bulursan Hilkatin vuzuhunda hisleri aşkla yudumlarsan Aklını kullanıp idrakin içinde aşkına bakarsan Mevt anlatır hükmünce, can soluyan manaydı Damarlar içinde ki halinde deveran eden kandı Ahde vefa ruh için en elzem olan ne anlaşmaydı Mizan vardı, nefsi itminanlık kalbinin nizamıydı Aşk; hakikat nazarında alaşımlayınca bühtandır İnsan için izan niye vardır, hevesler hezeyandır Vermeden muttali olmak, ona ulaşmak, suizandır Cahillik kul için ar olan ve alaşımlayan feverandır Yalnız bilmek neye kifayet edecek aşk olmasaydı Hakkın rızasına ram olmadan, vecdiyle solumadan Kul için tanzim edilen rahmetin farkına ulaşmadan Hak rızasını ummadan, idrakin şadıyla uyanmadan Ne denir, şimdi kime ne söylenir tefekkürün yoksa O emeller, niyazla kefenlenmeyi hiç anlamayacaksa Canın için kalbi itminanlık senden çok uzaklardaysa Hal ayazlarda, kalp hıçkırıklarda ve ruhun hicranda Mustafa CİLASUN |