çocukluk işte
hergün bacaklarımıza çamur yürürdü pendiğin sokaklarında
belki yağmurdan nefret edişim bu yüzdendi okadar güzel olmasına rağmen ne kar yağsın isterdim çatımıza ne yağmur sokağımıza çünkü fakirdi mahallemiz yollarımız fakirdi ilk yalanımı parazsızlık yüzünden söyledim sana diğerleriniyse ilk yalanımdan kurtulmak için temiz kalamadım biliyorum ama temizdi sevgim sana ilk oyuncak diye birşey olmadı bizim çocukluğumuzda hep utanırdım giydiğim ayakkabıdan taktığım bereden gözlerimin içine bakan kardeşlerimden hiç o ekmeği doyasıya yiyemedim hep onlar doysun isterdim ve hala korkarım babam gibi bakmaktan evlatlarıma öyle içli öyle yaralı öyle yanlız kalmış koca bir çınar gibiydi babam yalızlıklardan arta kalan suskun bıçak gibi keserdi sözleri ve o yanardağ gibi bakan gözleri içime serpiştirirdi bütün hislerini baba olmayı ondan öğrenmişti sofradan aç kalkmayı benim iştahım yok demeyi annem ilk baharda çiçek gibiydi cennete çevirirdi evin her köşesini hiç bir yerde görmedim annem gibi sevenini babam tek şansım sensin derdi anneme bi tek senden güldüm bitek senden severdim aslında onların arasındaki bu güzel aşkım ama çektikleri korkuturdu beni soğuturdu sevmekten çocukluk işte bir yerinde kalıyor kalbinin |