ÇOCUKLUĞUM
kara önlük beyaz yakalı okul yıllarını
günaydın çocuklar diyen öğretmenimizi köy yollarında söylenen şarkıları ders sonrası seksek körebe köy merasında ki zambaklar arasında saklambaç oynadığımız yerleri özledim kapı eşiğinde iki kardeşin bir tek şekeri sırayla yalayışlarını köyün sürüsü giderken meleşen kuzu seslerini ılık esen rüzgarla kiremitle örtülü evlerin bacalarından yayılan duman kokusunu özledim gök gürültülü sağanak yağmurları ıslandığımız da buharlaşan elbiseleri derelerden akan sular doldururken göletleri içinde yüzdüğümüz zamanları baharla açan gelincik papatya laleleri dalından yediğimiz çağla bademleri yoğurduğu hamurdan ekmek pişiren annemi tozlu çamurlu sokağımızda birlikte koştuğumuz arkadaşları özledim. Nazmi Şenusta.Orhangazi/ BURSA 03.03.2018. |