Neşet ve zamanGramofon um yok ama Hafıza kartını öyle bir sokuyorum ki yuvasına Öyle bir yumuyorum ki gözlerimi Zaman Mekan Alt üst oluyor Bin dokuz yüz altmışlar Yetmişler Seksenler Çocuk oyuncağı Çocuk oyuncağı yani zamanda yolculuk Sana dokunmak Çocuk oyuncağı ... Pikapta neşet çalıyor Daha yeni besteliyor yani son türküsünü Kayıtta ona eşlik ediyorsun Play ve rec düğmesine birlikte basınca -Nasıl oluyorsa oluyor- Kopyalıyor insanın sesini bu meret Ölümsüz kılıyor ... "Hep sen mi ağladın Hep sen mi yandın Ben de gülemedim Yalan dünyada Sen beni gorünce Mutlu mu sandın Omrümü boş yere çalan dünyada" ... Sonra güncelliyorsun kendini Silkinip Uyanıyorsun yani uykudan Ne gramofon kalmış Ne neşet Ne yar Ruhunu yitirmiş bir insan yığını Kokusunu yitirmiş domates Hıyar Pet şişeden içilen su Esprisini yitirmiş bir sürü din İlim Blim Felsefe Hormon basılmış aşk Su katılmış dostluk Terazisiyle oynanmış insanlık ... Hızla İçine kapanıyorsun Hızla Bir annenin yavrusunu koruma refleksi Bir babanın Kokusundan anlaması düşmanı Hafıza kartını Öyle bir sokuyorsun ki geçmişe Öyle bir damar buluyorsun ki bileklerinde "Ah yalan dünya da Yalan dünya da Yalandan yüzüme gülen dünyada..." savrulmalar şubat 2018 |