Burası Antalya Doğa Simit Sarayı Ben kahveyi seçtim Sabah keyfi Ödedim Beş lirayı Bol köpüklü Afiyetle içtim, Dağlara gideceğim, Sıra size geldi dostlar Hepinize şimdi keyifle Günaydın Mutlu Pazarlar deyip Sağlıklı bir ömür Bol şans dileyeceğim...
Günün fotoğraflarını Sergileyeceğim akşama, Şu üç günlük dünyada Değerini bilelim günün, Ne gerek kavga döğüş Keder gama?! Kardeş kardeş Sarmaş dolaş, kolkola Omuz omuza halay çekip Türkü söylemek varken Eşkiya demezler mi Düşmanca silah çekip Cana kıyan adama?!
Ne kara günlere kaldık Ne gülebildik gönlümüzce Ne dünyadan murad aldık?!
Şaban AKTAŞ 28.01.2018 - 09.12
İNAN BANA!
Yeter mi dersin ömrüm sana Yetmez gülüm inan bana Sen genç iken ben ölürdüm Yazık olurdu hülyâna?!?!
Bilki yalnız bu sebepten Kaçmış bulundum ben senden Hiç üzülme ölsem de ben Bilirsin kıyamam sana!
Eline kına yakılsın Gözüne sürme çekilsin Gelinlik tacın takılsın Ben nikâh kıyamam sana!
Dilerim uzun yaşarsın Hep mutlu günlere koşarsın Gönlünde huzur coşarsın Bakmaya doyamam sana!
Beni hiç dert etme sakın Mutlu olmak senin hakkın Gençsin henüz ermez aklın Ben gönül koyamam sana!
De ki hayır var bu işte Âşk dediğin nâr bu işte Gece gündüz hayâl düşte Kâlp kâlbeyiz inan bana!
Şaban AKTAŞ 28.01.2018 - 00.03
İLK GÜZ HAMAZI
Ekşimeden yanmadan Midem üzgün şu anda Yatıştırmam gerekiyor Zorlamadan fazlaca; Sıvı ağırlıklı, ılık Ballı su, soğukta sıcak Çorba gibi bir şeyler Atıştırmam gerekiyor!
’Can boğazdan gelir’ Yemeyince düşersin Sayrılık öyle sinsi sinsi Ölümcül düşman gibi Fırsat bulduğu anda Zayıf yanından Üstüne üstüne yüklenir!
Pes etmek yok Diren yüreğim Bitmedi daha kavgan; Yapılacak işlerin var Yapmasan kim yapar Yoksa emeğin üstüne Taht kurar tilki çakal!
Sorulacak hesaplar Basılacak kitaplar Çok iş var daha çok, Öyle kolay kolay Pesedip bir anda, İlk güz hamazında Yıkılan çardak gibi Göçüp gitmek yok!
Şaban Aktaş 27.01.2018
ADAM OLAMAYANLARA!
Yine sinirlerim tepemde Ay oğlum sana Milletvekili bakan Devlete başkan Şah padişah Kral hükümdar Zengin diktatör Firavun tiran Olamazsın dedim mi, Hiç demedim; Adam değilsin Olamazsın dedim, Ele alınır yanın yok iki eğilir Bir bükülürsün, Nereni tutsam Pislik dökülürsün; Hâlâ aynısın Beyinsizin tekisin Değişmedin hiç Ben sözümü hiç yemedim!
Şaban AKTAŞ 27.01.2018
ESMERİM
Teni buğday esmerim Gel ben seni beslerim Çikulata dudaktan Bir öpücük isterim
Öpücük besler teni Gülücük süsler seni Sen de seversin beni Açılır nergislerim
Suyun algın akıcı Gözlerin çok yakıcı Kirpiklerin ok ucu Mucuk mucuk hislerim
Kime verem ne diye Kâlbim sana hediye; Âşkla pişir ye diye Duman oldu sislerim
Şaban AKTAŞ 27.01.2018
BİLMEK GÜÇTÜR
Bilmektir yapmanın anası, bilmeyenin elinde ne anası kalır ne danası!
Adın ak olacağına alnın ak duvarın pak, kirecin çok olsun!
Çatır çatır çatlar sökülür zamanla her eşyanın cilası boyası, kirlenir badanası dökülür kumu sıvası duvarların, çıkar ortaya aslı astarı foyası..
2)
Asıl olan özdür özü gören tanrısal gözdür!..
Yaşam hesap kitap işi hem kolayı var hem zoru cebir - geometri matematiksel denklem binbir bilinmeyenli herkese aynı soru!
Bilen var bilmeyen var bilmeyen insanlar boş lâftan hoşlanır ne demiş halkımız, "Eşek hoşaftan ne anlar?" böyle işler aklımız; bilmek güçtür, elindeyken marifet öğrenmemek suçtur haydi şimdi ayağa kalk çalış çabala biraz alet yap; insanlığını tarif et!..
Şaban AKTAŞ 26.01. 2018 - 21.03
GÖZ BOYAMA
Sıfırı kaldırıp göz boyadılar, sonra paraları sıfırlayıp, zam ile vergiyi dibine kadar dayadılar!
Şaban AKTAŞ 29.01.2018
26 Ocak 2017 · SAÇINDAKİ NERGİSLER
Bir tutam nergis İki buçuk liraya Kokusu güzel Fiyatı tuzlu; Gel çocuk buraya Gel, gel, gel!
Mis gibi mis Dayanamadım Aldım bir demet Saçların geldi aklıma Kokladım kokladım Doyamadım!..
Bir demet nergis Derin derin Nefes nefes Çek içine çek Yoksa bu hasret Hiç bitmeyecek!
Saçların şimdi Vazoda ıslak nergis Göğsümdeki kafes İçim, dışım, düşüm Birkaç gün seninle Bayram edecek...
Şaban AKTAŞ 27.01.2017 - 17.25
YÖN
Ben bende değilim yâr Haydi beni bana getir, Başka yöne eğilim var Tut elimden sana getir!
Giderken güneşe doğru Güne yeni gün/eş doğdu Çekiyor/ken/dine doğru(?) Gel beni imana getir!
Tek yönüm ışıktır benim Yanar tutuşur bedenim Ben kendini kül edenim Pervaneyi cana getir!
Bedenimden bir dal kestim Al yüreğim sana teslim Canım benim gül nefeslim Beni senden yana getir!
Şaban AKTAŞ 26.01.2018 - 10.16
Fotoğraf: Şaban Aktaş
UÇAN AT
Âşka düşen yürek Bağlasan durmaz yerinde Kan/atlanır Odur düşler âleminde Bilinen en büyük En hızlı gezgin, Saf/kan Doru t/ay kesilir Uçar durur ay yüzünde Gece ile gündüz Sınır boylarında doludizgin...
Yüreğim safkan at, Safi sanat Savaşkan, uçan at...
Şaban AKTAŞ 26.01.2018
SÖZCÜK CİMNASTİĞİ
cildimin rengi parlak hemen hemen aynı derecede parlak ise parmağımdaki tırnak titremiyor ise düz tutup uzatınca ellerimi, sağlığım yerindedir; ya başka yerlerim karaciğer, dalak akciğer, böbrek, yürek açabilirsen aç hele içinde ne var görelim!
kolay değil o iş görmeye göz girmeye ışık donanım, yüksek teknoloji ürünü marifetli alet gerek haydi yürü arasıra ultrason, tomografi MR ya da röntgene, öldü dediğin virüs hortlayıp acaba bulaştı mı genden gene?!
aman dikkat et dünyanın hali kötü yakıyorlar insanları sabun bile yapıyorlar satıyorlar paket paket; belli olmuyor arkadaş sağlam dediğin, marazi kuru dediğin yaş, akıllı dediğin bir deli baş çıkıyor, bak ne yaptı Hitler emrindeki itoğlu itler?!
sağlıkta da böyle durum; adam sana taş diyor kırılacak böbrekte doğru mu acaba dur biraz bekle; kim ne biliyor; taş değil, kum ya da iltihap çıkıyor, yanlış tanı yıkıyor bilmeyen bilgiç, yaşamı insancıkların emin ellerde değil ise şayet hepsi bir rivayet; sanki bir hiç!
evir çevir böyle kötü işte devir çok fena devir her türlü dert var akla gelen her işte!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MOR DAĞLARIN YOLCUSUYUM EZELDEN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MOR DAĞLARIN YOLCUSUYUM EZELDEN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Mor dağların yolcusuyum ezelden
Dere tepe çayır çimen gezerken
Her çiçekte seni andım kokladım
Arı balı çiçeğinden süzerken
Kalemin ucuyla kâlbimi kazdım
Aşkını içime kanımla yazdım
Hayâlin gözümde hep seni süzdüm
Arı balla peteğini bezerken
Arı balla peteğini gözerken
Eteğinde koyun kuzu yayılır
Melil melil benim bağrım oyulur
Türkmen kızı yaylasına koyulur
Koyunundan kuzusu süt süzerken
Mor dağların başı duman kasvetle
Sorma gülüm başım güman hasretle
Geçmez ümüğümden bal kaymak sütle
Hasret boğazıma düğüm dizerken
Her çiçeğin sencileyin dili var
Seni seven benim gibi deli var
Yâr sevmenin ateşten bedeli var
Batan gün kâlbime kurşun süzerken
Gül yanaktan göz yaşımı süzerken
Gün dağın ardında yandı tutuştu
Kar yağdı elim ayağım üşüştü
Ay doğdu gül, bülbül figâna düştü
Gönül aşkın der/yasında yüzerken
Aktaşım ne desem cana kâr etmez
Sevdi gönül dil bunu inkâr etmez
Bu dünya o gülü bana yâr etmez
Yaralarım günden güne azarken
Şaban AKTAŞ
28.01.2018
Fotoğraf:Şaban AKTAŞ