dilimin kıskacında yetim kelimeler emziriyorum bir düşe adayarak uykularımı
II.
karasında ebruli bir sızıyla ömrümü törpüleyen zaman ıssız sokakların ahını taşıyor dünden yarına bir göçmen kızının parmakları üşüyor dalında yaprağın elvada vaktidir
III.
yetimliğime türküler yakıyorum siyahgüllerin kokusuna eş eski bir fotoğrafın arkasına yazılmış bozuk bir el yazısıdır kaderim ve ellerim mazot kokar cebimde biriktirdiğim umutları düşürmüşüm yerlere gözlerimden kan damlıyor mütemadiyen
seğirtiyor gözlerini gece karanlık lanetini damıtıyor dudaklarıma içine gömülüyorum kendimin
~kendimden göçüp kendime varamıyorum ~
VI.
uzun kış gecelerinde saçlarımı dalgalandıran rüzgar nefesimin buharında tüten özlem parmaklarımın arasında üşüyen bir dal sigara kuş seslerinden ve ninnilerden kabarıp kabarıp üzerime boşalan bulutlardan gecenin sessizliğini bölen ıslığımdan sokak lambalarının titrek sarılığından gözlerimden illaki gözlerimden durmadan kaçıyorum aynaya baksam kusacağım biliyorum
VII. kangren gülüşler saçıyorum yüzümdeki hüzne tanık olmasınlar diye ve ne zaman kalbime yönelsem duraklıyorum kalbimde dikenli t/eller kalbimde ısırgan otları kalbimde sırra kadem bir ağrı
VII.
bileklerini kesiyorum yalnızlığın pıhtısında bir hayvan hırıltısı yaprak yaprak dökülüyor avuçlarıma ve şarkısını söylüyor hayatın gözyaşıyla harmanlanmış bedenimle kapı aralığından su misali akıp gidiyorum
VIII.
ben ölüm tarihimi bilen biriyim bana dağların yüceliğinden başağın kudretinden bahsetmeyin ey insanlar soluğumu kesecek kudret ve sırrımı ifşa etmeyecek bilinç bu deli bozkır tenimde ölümü kucaklayan ellerimde gizli
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
2043 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
2043 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şehre yalın ayak ve yakınarak geldim gecenin bileklerini çarmıha gererken kendim kırmızıdan yeşile boyanan gözlerim ölüyor açlıktan bir düşün içinde kıvranarak cenin vaziyetinde yok oldu benliğim
kentin kadim surları tanıktır k'atıksız kalp atışlarıma şehre yağmur yağdığında neden solar kudretli bakışım dar sokaklardan dağların doruğuna ve uçurum çiçeklerine ve ufkun katmerli yalnızlığına elleri kınalı kadınların dillerindeki ağıda sürülürüm
kalbimi yonttum su taşıdım ellerimin çeliğinde kırlangıç türküleri söyledim gün aşırı geçilmeyen yolları geçtim varmak için aşka
yakamoz iniltilerinden çakıl taşlarına değin ceylan derisine yazılmış ne varsa dört kitabın eksik kaldığı başlangıcı ve sonu olmayan hummalı bir kalp ağrısından başka sermayesi heybesinde kuru bir ekmeği olmayan dilinde turuncu bir ıslık boynunda anneden yadigar muska sol göğsünde kırlangıç ahı taşıyan masum bir çocukluktan geçti ömrüm
gecenin bileklerini çarmıha gererken kendim
kırmızıdan yeşile boyanan gözlerim ölüyor açlıktan
bir düşün içinde kıvranarak
cenin vaziyetinde yok oldu benliğim
kentin kadim surları tanıktır
k'atıksız kalp atışlarıma
şehre yağmur yağdığında neden solar kudretli bakışım
dar sokaklardan dağların doruğuna
ve uçurum çiçeklerine
ve ufkun katmerli yalnızlığına
elleri kınalı kadınların
dillerindeki ağıda sürülürüm