Sayrı -V-
Son güz de sana erdi nihâyet.
Şehrimde s/esin duyulsun! Söylediğim son yalan da sökülüyorken dudaklarımdan; kulakların bir başka esâretin gölgesinden esinlenecek s/ayrılığı. Her secdede başka bir tanrı düşünülebiliyorken ayrı dillerin ibâdetinde; artık hiç bir neden sensizliği çağrıştıramayacaktı dualarda. Zaman; can kesiği sarmalında sayıklıyor ismini. Ya kesilecek hesap ya da ezilecek aşk denen azap. Yaktığım tüm denizlerde soysuz deniz kadınları, eski bir şarap şişesinde demlenecekler o akşam. . . ve sen düşlerimin engininde boğulurken yudumlayacaksın kahrımın sancısını, zehrimin acısını. |