YAZYAĞMURU GİBİ DEĞDİ GEÇTİ
YAZYAĞMUR GİBİ GEĞDİ GEÇTİ
İlkokula giderken bir çantam vardı muşambadan dikilmiş kulpu ipten bir iki defter bir kaç kitap bir de usta kalemim vardı içinde o muşamba çantam bir kayardı kışın karda anlatamam size bizim aradan inerdim cevizlerin dibine sabah saat sekizde o dik çılğaya aşşağı ikizlerin kapıdan döner doğruca okulun önüne kadar kayardım çantadan ne varsa saçılırdı bazen yollara Gözlerim kapalı düşünüyorum da ne çok kar yağardı o zamanda İlkokul bitince çobanlık başladı döl çobanı sonra davar çobanı derken mesleği bulmuştuk dağ taş bizimdi artık arkadaşlıklar dostluklar kardeş gibi sımsıkı sıcacık her şeyimizi paylaşırdık elbette ilk başta da azığımızı bölüşür yerdik tek derdimiz vardı sürüyü doyurmak ve yârin hayalini kurmak ne dert ne tasa ne geçim derdi Gözlerim kalalı düşünüyorum da çok mutluyduk o zamanda Kışın avvâreydi herkes köyde samimi arkadaş gurupları olurdu yollarda gezerdik çeşmeye gelen kızları da çaktırmadan gözlerle keserdik mal davar görme vakti dağılırdı herkes evine koca köyde birtek televizyonu olan vardı o da Ünüsler’di aküyle çalışırdı tv her gece onların ev otuz kırk kişi olur dolar taşardı sık olmasada bende giderdim çocukları arkadaşımdı o hoşgörüyü o eziyet o kalabalığı şimdi olsa asla kimse çekemez birer bardak çay bile vermek karanlıkta ayakkabılarını çevirip lambayla merdivenlerden indirip yolcu etmek bile yeterdi insanlara her gece her gece Gözlerim kapalı düşünüyorum da unutmak mümkün değil o güzel insanları O günleri göremedim, ya önceden odalar varmış kışın erkekler yaşlılar odalarda toplanır muhabbet edip kitap okurlarmış tabi baş köşede Eba Müslim Seyit Battal Gazi kitapları bir de ezbere bir duâzı imam okuyamayanları koymazlarmış odaya Gözlerim kapalı düşünüyorum da çok mutluymuşlar o zamanda Ben kahve kültüründe büyüdüm biz de oldu bitti esnaftık dört masalık bir kahvemiz ve bir de küçük bakkalımız vardı bakkalda a dan z ye her şey vardı sebze meyve hariç kahvede gece lüküs yakardık evlerde lamba damda idara çok lamba camı sattım yedi numara ondört numara kışa doğru köylüler Elma istifine giderdi İzmite onbeş yirmi kişi o zam derlerdi ki küçük almanya derlerdi oraya bir onlarda olurdu peşin çay parası o da belli bir zamana kadar, sonra çiz ha çiz ta ki kurban bayramına kadar başka bir eğlence yok okey kağıt vur piştinin gözüne kapı kar içeri dar her şeyi yazardık veresiye kara deftere Bayramda beş on kurbanı olurdu hekesin satarsatmaz getirir borcunu kapatırlardı borcunu kapatınca gözlerinin içi gülerdi âdeta Gözlerim kapalı düşünüyorum da dürüst namuslu gururlu ne güzel insanlardı Ben ailenin en küçüğüydüm üç oğlan iki kız beş kardeşdik ne zenginlik gördük ne de fakirdik soframızda ikinci bir yemeğimiz olmadı çoğu zaman yediğimiz çay çörek çökelik topraklar incitmesin Babamı ne bir tokatını yedik ne de ağzından bir küfür işitmedik çok kızarsa en büyük küfrü köpoğluköpek derdi hatırı sayılan sevilen ipek böceği gibi çalışkan bir babaydı dürüslüğü çlışkanlığı ondan öğrendik Gözlerim kapalı düşünüyorum da köyde biz mutlu bir aileydik O zamandan bu zamana nasıl geldik anlamadan hayat telaşasına kapılıp kırk yıl geçirdik yirmibirinci yüz yıla dayandık girdik köyede hayatımıza elektirik tv telofon internet bir bir geldi girdi doldu hayatımıza evimize biz dağıdık çalıştık herkesin evi oldu arabası oldu işi oldu emekli bile olduk yalancı hırsız dolandırıc üçkatci inancsız haramı helâli bilmeyen insanlıkta çıkan insanlar doldu ülkemize bin bir hastalık baş gösterdi adını bile bilmediğimiz Gözlerim kapalı düşünüyorum da biz bu hâle nasıl geldik Hayatımıza teknoloji girdi doludizgin insanlar uzayda seyhatte bazı ülkeler yapay zekayanın peşinde bizimse eski eskiye olan hasretimiz eskiye olan özlemimiz hastalığımız nüks etti depreşti çıktı yenine eskiye rabet olsaydı nur yağardı bit pazarına, denilir ve olan oldu Cumhuriyetten Laiklikten Haktan Hukuktan Adaletten çok eksildik bölük bölük sen ben o olduk insanlıktan eksildik aileden üç can eksildik sevdiklerimizdense yüzlerce can eksildik yağmuru gibi değdi geçti Gözlerim kapalı düşünüyorum da biz ne çok eksildik biz biz ne çok eksildik . H.Gürbüz 04.01.2018 |
Kalemin susmasın
_______________________________Selamlar