»Lütfen önden buyurun!« dedi Halit dostâne »Selma hanım! Hazır mı artık muayehâne?« »Evet hazır efendim! Lazımsa başka bir şey?« »Söyleyin getireyim, hemen şimdi Halit bey.« »Bir de makası lütfen; çekmecede galiba. « »Orada bulamazsan, bak sağdaki dolaba.« »Bandajı keseceğiz, masayı da temizle.« »Şimdiki mucizeyi bizimle sen de izle!« -Peki efendim, dedi Halit’e Selma hanım. -Sonra yaparım işi; yeter zaten zamanım. Cemil bey kedisini, tutup koydu masaya »İşin sonuna geldik, azıcık sabır Simya.« »Sadece bandajını kesecek, kıpırdama.« »Başını eğme şeker böyle olmuyor ama.« Yardımcı aldı geldi uzun ince makası Rahatlatmak içindi, Simya’yla alakası »Sakın korkma tatlım !« dedi bir tebessümle »Bizim bütün işimiz, bir tek şu kördüğümle.« »Onu kestik mi tamam, ondan sonra özgürsün.« »İnşallah bundan böyle her şeyi net görürsün.« »Tek duam bu… bu!« dedi adam gür sesle. Cümlesi duvarlardan dönüp geldi makesle »Selma hanım makası verin lütfen bana!« »Bir de çok iyi olur geçerseniz bu yana.« Yavaşça kesip attı, kördüğümü Halit bey Göze baktı, yolunda görünüyordu her şey »Bir sıkıntı yok gibi.« dedi kendinden emin.« »Faydası olur bu gün yazacağım merhemin.« »Şimdi bir test edelim, bakalım görecek mi.« »Oynattığım kaleme, bir tepki verecek mi?« Üç parmakla kapattı yardımcı kız gözünü Bir yandan da okşadı pamuk gibi yüzünü Veteriner kalemi, salladı sağa sola Derken patileriyle sarılıverdi kola »Sakin ol kızım!« dedi yaşlı adam sakince. »Gözün belki görecek parmağını çekince.« Ellerini kaldırdı: »Ne olur, bir tepki ver!« »Ey Allah’ım lutfunla garip görürse eğer.« »Öpeceğim gözünü Sana hamd u senayla.« »Şu duamı devayla - yalvarırım - onayla.« »Efendimin kuluna, bir hayrım dokunursa.« »Mahşer gününde ismim onunla okunursa.« »Bana kafidir zaten, yoktur başka bir hedef.« »Senin gibi inciye, cismim en güzel sedef.« »Gözüne şifa vermen, zatından son ricamdır.« »Bahşedeceksin çünkü sana güvenim tamdır.« »Mucize!…Kıpırdadı!« derken bağırdı Halit. »Demiştim ben kesilmez diye Allah’tan ümit.« Saka, konuşmaları dinliyordu yatarak Saniyeler geçtikçe arttı ilgiyle merak Veteriner »Görüyor.« deyince öttü Saka: »Lütfen beni dinleyin susup da bir dakika.« »Tamamen iyileşmiş, arkadaşımız Simya.« »Söylediklerim gerçek samayın ki bir rüya.« »Allaha şükür.« dedi tavşan yerken havucu. »Herkesi sevindirdi, tedavinin sonucu.« Uyuz köpek iç çekti: »Şimdi buraya gelse.« »Gören gözüyle bize bakıp şöyle bir gülse.« »Evet, ne güzel olur.« dedi yaralı Ceylan. »Belki de çoktan gitti, buraya uğramadan.« Saka çok sinirlendi: »Yahu sen ne diyorsun.« »Arkadaşım hakkında, su-i zan ediyorsun.« »Vefalıdır, sadıktır, merttir sevgili Simya.« »Gerçek samimiyettir hamurundaki maya.« »Bir daha öyle deme arkadaşım hakkında.« »Bu gün gelmese elbet gelecektir yakında.« »Saka kardeşim haklı.« dedi tavşan nazikçe »Uğramazsa bence var önemli bir gerekçe.« Saka »Susun birazcık, duyamıyorum.« dedi Halit konuşuyordu: »Kurtuldun güzel kedi.« »Kulağın da çok iyi; ne sağırsın ne de kör.« »Hayatın daha güzel, tatlı olacak, bak gör.«
Ω
Cemil bey çok sevindi mucizevi duruma Dedi ki: »Çekilin de sarılayım yavruma.« Ellerin arasına aldı tombul yüzünü Ağır ağır eğildi öpmek için gözünü. »Oy kuzum benim.« dedi ve öptü sağ kaşını Sonra da yavaş yavaş sıvazladı başını. Sevdi… sevdi Simya’yı kendi çocuğu gibi »Daha çok sevinmiştir onun gerçek Sahibi.« »Sevmese yaratırken, senelerce özenmez?« »O istemese ağaçlar çiçeklerle bezenmez?« »En çok O üzülmüştür, bu kedinin haline.« »Zira halel gelmiştir mahlukun cemaline.« Sonra Halit’e döndü: »Çok teşekkür ederim.« »Bilmiyorum hakkını ben, ben nasıl öderim.« Boynuna sarıldı ve »Sağ ol kardeşim!« dedi »Sayende seni, beni, daha net görecek kedi.« »Öyle çok mutluyum ki tarif edemem sana.« »Hamdu senalar olsun tek aşkım Yaradana. »O’nun da gözlerinde tebessüm var şimdi.« »Zira zâtı her zaman rahimdir ve rahimdi.« »Mutlu ettiysem O’nu, ne mutlu bana, bana.« »Sevgisinden sempatim vardır hatta yılana.« »Karıncaya, arıya, zürafaya, sıçana.« »Akbabaya, sineğe, akrebe, tavşana.« »Yegane isteğimdir Efendim’in rızası.« »Çok üzülür koparsa, sineğin bir azası.« »O’na âşık Mecnunlar sever sevilmese de.« »Allahdostunun evi, kalp, arama türbede.« »Merhamet tohumların hep cennette göversin.« »Gönülden istiyorum, Rabbim bire bin versin.« -Çok teşekkür ederim, hocam bilmukabele. -Hüsrandan başka ne var, iyilikte tembele. »Bir mesele daha var, tedavinin masrafı.« »Gitmeden ödeyeyim hiç uzatmadan lafı.« »Diğer hayvanların da ücretini vereyim.« »Yeter ki garipleri şifa bulmuş göreyim.« Halit koluna girdi: »Odama gidelim de.« »Kızım iki kahve yap! Şekerli, biri sade.« Masadan zıpladı Simya sessiz sedasız. Gitmek istemiyordu dostlarına vedasız
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 43 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 43 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
lakin bende buna yakışanı yok.
Allah kabul etsin.
Tebrikler.
Saygılar.