NAAŞŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Geceler bana yeter, gündüzler sizin olsun
Güneşi geceye mayaladım
Demledim özgürlüğümü aşkın bahçesine Ağır, ağır yollara inen karanlığa yaslandım Karanlık melun bir arkadaştı. Sarsıntı ile beni aştı, aştı. Bir kitap okuyorum inceden inceye gözlerinde sessiz, Anılar eksik, ölüm pencerede. Kuşlar uçmuyor artık kanadı düşük. Dokundum kara gözlerine. Islak, ıpıslak yaştı. Gecede uyku yok, yüzünde dolunayı görüyorum Bir yerdeyim delicesine koşuyorum. Seninle çok büyük yaşadım, şimdi bana ölüm kaldı. Koşarken düştüm, kapaklandım. Beni düşüren ben gibi taştı. Aklımda sen ve ben bir gün gideceğim Ve yaralarımı kanatırcasına ağaçlarım yapraklarını içime boşaltacak Çok geç olacak beni anladığında, Ben gözlerimi kapayacağım, sadece benim için kılını kıpırdatan Kara gözlerini çeviren kaştı. Başlamadan güzeldi aşk, dönüp gittin, karanlığı yararcasına. Oysa ben senin sesini sevdim. Sıcak ekmek gibi kokunu. Ben senin sevgi dolu kalbini sevdim. Ben seni, hep seveceğim de Islak yorgan gibi üstüme bürünen gecelerde, En büyük sorun; beni anlamak istemeyen Bir garip baştı. Boylu boyunca uzanıverecek gövdem musalla taşına Eğilecek üstüme gölgelerin ayak sesleri Gözüme mil çekmiş gibi bir hayal Ben mutlu belki bir nefes yanımda sen Bu karanlık sokakta ömrü biten Sana hasret naaştı. |