YUNUSUM
YUNUS’UM
Hünkâr Hacı Bektaş’ın dergâhında Buğdayı nefese seçti Yunus’um Pişmanlık faydasız ud kapısında Eyvah’la kendinden geçti Yunus’um Himmet bir hazine Taptuk elinde Kırk yıl odun taşır küfe belinde Hamken pişti, yandı garip halinde Hoşgörü kilidi açtı Yunus’um Omuzda torbası elinde asa Çekti sefilliği etmedi tasa Allah’ı zikreyler kalpteki yasa Sevgiyi sevgiden biçti Yunus’um Sundular Badeyi kendine geldi Aruz vezni ile ötmeyi bildi Akıcı Türkçeyle deryaya daldı Tasavvuf suyundan içti Yunus’um Molla Kasım bilmez cevher kıymeti Yırttı yaprak yaprak çekti zahmeti Sular bile çözmez gayri hikmeti Sözlerden gönüle uçtu Yunus’um Elif’in adıydı sevgide birlik Öterken bülbüller buluruz dirlik Aşk ile ayakta duruyor varlık Kendi kendisine hiçti Yunus’um Sevgi; Erdoğan’ın dilinde hece Dumansız yansa da tütüyor baca Allaha ulaşmak her şeyden yüce Sefil derviş iken göçtü Yunus’um Erdoğan ÇALIŞKAN 20.09.2015 |