Can AhmetToprak doğurgandır can Ahmet Verdiği gibi alır, götürür gün gelince Alev tarlasında nedir bu afet Tek nefeste getirebilirsen mutlusun şahadet Sabahta boğulmuştu annen sevince Sabahta sen ağlamıştın annen ölünce Geride boş bıraktığın mekân, kâinat Doğum ve ölüm sancısında sıskadır mabet. Çok şey görürsün şu kısacık hayatta Hissene düşeni yersin, gerisi lafta Şavkırsa da dergâh, yıkılır vuslatta Fildişi kulelerin enkazında biter… Saltanatta. Dökülür duvarın bayası her yağmurda Bilinmez kim bekler seni, hangi durakta Bitmiştir artık meşakkat, mevzuatta Köprü vardır köprü… Kıldan inçe sıratta. |